Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Amedspor nereye!

VEYSİ POLAT Çok değil bundan 5 yıl öncesi elde ettikleri başarılar ile gündemdeydi Amedspor. Öyle ki spor camiası, onları Türkiye Kupası’nda Galatasaray’ı 2-0 yenerken tanıdı. O dönem 2 milyon 800 bin TL’lik takım, as kadrosuyla sahaya çıkan 176 milyon Avro’luk Galatasaray’ı Türk Telekom Arena’da hayal kırıklığına uğratmıştı. Diyarbakır’da 1990’da Melikahmetspor’la başlayıp 2000’li yıllarda DİSKİ, Büyükşehir […]

Amedspor nereye!
  • 25 Nisan 2021 15:46

VEYSİ POLAT

Çok değil bundan 5 yıl öncesi elde ettikleri başarılar ile gündemdeydi Amedspor.

Öyle ki spor camiası, onları Türkiye Kupası’nda Galatasaray’ı 2-0 yenerken tanıdı.

O dönem 2 milyon 800 bin TL’lik takım, as kadrosuyla sahaya çıkan 176 milyon Avro’luk Galatasaray’ı Türk Telekom Arena’da hayal kırıklığına uğratmıştı.

Diyarbakır’da 1990’da Melikahmetspor’la başlayıp 2000’li yıllarda DİSKİ, Büyükşehir Belediyespor ismiyle faaliyet gösteren şimdiki Amedpsor, getirdiği eşbaşkanlık sistemi ve kadın spor dallarındaki başarıları ile bölge halkının sempatisini topladı.

Siyasi baskılar, yanlı hakem kararları ile ötekileştirilen; yıllardan bu yana TFF 2. Lig’den bir türlü üst lige çıkamayan Amedspor, kimi zaman marjinalleşerek kendi kabuğunu kıramadı.

Takımın başına gelen her başkan ve yöneticinin hayali, milyonlarca taraftarı olan Amedspor’u bir Barcelona yapmaktı.

Ama olmadı, her yıl umutlar bir başka seneye ertelendi.

Tıpkı 2020-2021 sezonunda olduğu gibi.

Pandemi nedeniyle ötelenen kongreye “kayyum atama” tehdidiyle giren Amedspor, lige neredeyse 5 hafta gecikmeli başladı.

Görevi üstlenen tekstil camiasının birbirinden değerli iş insanlarından oluşan yeni yönetimi, takımı toparlamak için canla başla çalıştı.

Dağılan takımı toparlamak çok kolay olmadı.

Teknik Direktör ile birlikte eşgüdümlü olarak kısa sürede transferler peş peşe yapıldı.

Takım uyumunu yakalamak kolay olmadı.

5’nci haftadan sonra galibiyet serileri yakaladı.

Azim, gayret ve uyum içinde Amedspor, hızla üst sıralara yükseldi.

Ama ne olduysa birden bire takım içinde huzursuzluk, yönetimde ayrışma ve ardından peş peşe gelen mağlubiyetler yaşandı.

Peki neden?

Öncelikle Amedspor’un davet ettiği bir toplantıdan başlamak isterim.

Sur’un tarihi mekanlarının birinde düzenlenen basın toplantısına davetliydim.

Karşımda değer verdiğim As Başkan İhsan Avcı, Yönetim Kurulu Üyesi Devrim Çakmakçı, Teknik Direktör Aykan Atik ve gençleri yetiştirmek için görevlendirilen A Takımı Teknik Direktörü iken büyük takımlara bilek büktüren Sertaç Küçükbayrak var.

Bu tablo umut vermişti.

Bir yanda Sertaç hoca diğer yanda Ayhan hoca.

Ender rastlanılan bir tabloydu.

Çünkü Amedspor’un var olma gerekçesi, kendi coğrafyasında sporcu yetiştirmekti.

O toplantıda Sayın İhsan Avcı’nın çok önemli bir sözü vardı:

“Son iki yılda gelen futbolcuları yüzde 90’ı yabancı, il dışından… Artık kendi alt yapımızı güçlendireceğiz…”

Sertaç Hoca görevinin başında, ancak Ayhan Hoca iki mağlubiyetin faturası kesilerek gönderildi.

Bizde “adam harcamak çok kolay” oldu.

Sadece bununla kalsa…

Ardından hala anlam veremediğim, başarılarına, bağlılıklarına kefil olduğum iki memleket evladına gözdağı verildi.

Biri Yusuf Yağmur, diğeri Mansur Çalar.

Bu iki çocuk feleğin çemberinden geçmiş, formalarını terleriyle ıslatıp soğutmuş çocuklar.

“Basına ve Kamuoyuna” deklere edilecek kadar bir hatalarının olduğuna asla inanmadım, inanmam da.

Meselenin içeriğini çok iyi biliyorum.

O nedenle detaya girmeyeceğim.

Aslında bu coğrafyada her Kürt  kurumunda yaşanılanlar olmuş.

Bizdensin derler hak ettiğin değeri görmezsin, emeğinin karşılığını da tam olarak alamazsın.

Büyütülecek bir hatan olmasa dahi seni ekarte ederler, moralin bozulur, hayata küsersin.

Bu çocuklar, 10 yılı aşkın süredir o takımdalar.

Halkın takımıdır, parası yoktur diye yüz binlerce alacağına çizgi çekmişlerdir gözü kapalı.

Öyle birilerinin önce “para hesaba yatsın” anlayışında da hiç değiller.

Bir futbolcunun “çocuğuma mama dahi alamayacakken alacağıma çizgi çektim. Çünkü burası halkın takımı” lafını hiç unutmam!

Bu konu bir yana da Amedspor ötekileştirildi.

Dışarıda da içeride de…

Oysa bu yiğitler eşit şartlarda mücadele edemedi hiçbir zaman.

Yeri geldi hakemlerin yanlı kararlarına, yeri geldi ırkçı yaklaşımlara, ağza dahi alınmayacak küfürlere, TFF’nin cezalarına, kimi hükümet üyelerinin tehditlerine rağmen aslanlar gibi bu kenti temsil etmeye çalıştı.

Bu halkın evlatları dışarıdaki ötekileştirmeyi bir nebze kabullenir de ya içerideki ötekileştirmeyi?

Ne yapılmak istendi?

Amaç neydi?

Neden Yusuf Yağmur?

Neden Mansur Çalar?

Biri gol atarken “parmak sallıyormuş; bundan sonra sallamaması” lazımmış!

Nezaket örneği göstermiş, Çorum’dan gelen, eskiden Malatyaspor’da birlikte top koşturan takım arkadaşı ona leblebi getirmiş, Yusuf da ziyaretine gitmiş.

“Neden gitmiş? Giderken Amedsporlu üç yöneticiye neden selam vermemiş…”

Diğeri, agresifmiş, takımın uyumunu bozuyormuş!

Yapmayın!

Dünya yıldızları Ronaldo’ya bakın, Messi’ye bakın…

Her insanın imzası gibidir futbolcunun gol sevinci…

Mesele niye “parmak sallamak” olsun ki…

Amaç, burada kaptanlık yapmış, memleketini, Amed’ini seven iki futbolcu nezdinde kulübü “Kurşun Askerler”den ayıklamak mı yoksa!

Aman ha!

Birileri böyle mi istiyor yoksa?

Bir şeyin içini boşaltmak, özünden uzaklaştırmak gerçek amaç ise bu halk, milyonlarca taraftar bunun karşısında demir yumruk gibi durur.

Böyle biline…

Diğer ise Ayhan Atik Hoca.

Allah aşkına kısa bir süre öncesine kadar öve öve bitirilemeyen, iki maç mağlubiyet aldı diye bu hoca neden gönderildi?

Mesele mağlubiyetler ise bu kentin değerlerini bilmeyen yeni direktör de mağlubiyetler aldı; neden gönderilmedi?

Amedspor’un yönetimi şu an Diyarbakır’ın bugünkü havası gibi parçalı bulutlu.

Birçoğunu tanırım, kimileri ile de konuştum.

Madem takımın bir Yönetim Kurulu var, “tüm kararları neden üç kişi alıyor” diye soruluyor mesela?

Türkiye Ümit Futbol Takımı’na seçilen kaleci Abdullah Yiğiter meselesine ne demeli?

İnsan beşer, şaşar, hata yapar.

Bir hafta önce yere göğe sığdırılamayan bu değerimiz, hatalı bir gol yedi diye yerin dibine batırtılıyor!

Yazık,  heyf!

En son 23 Nisan mesajına gelelim…

Kulübün resmi hesabından Çocuk Bayramı mesajı yayınlanıyor, tepkiler gelince bir başka yönetici “Başkanın kişisel mesajıdır” paylaşımını yapıyor.

Amedspor, bir şirket değil ki kişisel mesajlar yayınlatsın…

Ceylan Önkol, Uğur Kaymazlar varken bu coğrafyada kimsenin Çocuk Bayramı’nı kutlamadığını bilmiyorlar mı?

Umarım, herkes bulunduğu konumun, emanet aldığı koltuk ve makamların öneminin farkına varır.

Saygılarımla