Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

TOHUMCULARI VE ÇİFTÇİYİ BEKLEYEN TEHLİKE

MEHMET ALİ SAĞIR (Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Üyesi) Tohum hayatın ilk adımıdır. Bu büyük biyolojik çeşitlilik, bu kocaman dünya, değişim gelişim barındırma ve çoğalma hepsi küçücük tohumla mümkün olmaktadır, yani var olmamızın anahtarıdır. Ülkeler için vazgeçilmez bir güvenlik meselesidir. Ayrıca dünya çapında oldukça büyük bir pazar haline gelmiştir. Tohumculuk günümüzde tarımın […]

TOHUMCULARI VE ÇİFTÇİYİ BEKLEYEN TEHLİKE
  • 14 Haziran 2021 13:04

MEHMET ALİ SAĞIR

(Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Üyesi)

Tohum hayatın ilk adımıdır. Bu büyük biyolojik çeşitlilik, bu kocaman dünya, değişim gelişim barındırma ve çoğalma hepsi küçücük tohumla mümkün olmaktadır, yani var olmamızın anahtarıdır.

Ülkeler için vazgeçilmez bir güvenlik meselesidir. Ayrıca dünya çapında oldukça büyük bir pazar haline gelmiştir. Tohumculuk günümüzde tarımın temelini oluşturan stratejik bir sektördür. İklim değişikliklerinin orta vadede yol açacağı sorunların etkisi beslenme ve gıdaya ihtiyaçtaki sürekli artış ve dengeli beslenmenin gerekliliğini etkileyen bir etkendir.

Bu sebeplerden dolayı ülkemizde 2006 yılında çıkarılan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile beraber sektör örgütlenerek yedi alt birlik oluşturmuştur. Kısa zamanda tohum firmalarımız Bölgesel AR-GE ıslah çalışmalarına hız vererek ülkemizin iklimine uygun çeşitler geliştirip, üretip milli ekonomimize katkıda bulunmuştur.

Tarım ve Orman Bakanlığımız sektörü desteklemesi Ziraat Bankası’nın verdiği süspansiyonlu kredileri ile 289.000 ton olan üretim miktarı 2020 yılında 1.241.000 tona çıkararak üstün bir çalışma sergilemektedir. Bu gelişmenin aynı hızda devam edebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2008’de verdiği hububat desteği kğ 0,10 kuruştur. Yani bu konudaki talebimiz desteklemenin artması yönündedir. Ayrıca Ziraat Bankası tarafından sektöre sunulan süspansiyonlu krediden 1000’nin üzerinde olan üyelerimizin %10 düzeyinde firma bu krediler den istifade etmekte ziraat bankasının sektörün genç ve ekonomik olarak yeterince güçlü olmaması sebebi ile teminat ile ilgili ciddi sorunlar yaşamakta sektörün soruna çözüm önerimiz KGF (Kredi Garanti Fonu) ile çözülmesini talep etmekteyiz. Ayrıca mevcut durumda sektörün tohumculuğa verilen desteklemenin tohumculuk kanununun 5. Maddesine göre Dünya ve Avrupa standartlarında sektörün gelişmesini sağlamak adına gelişir, amir hükmünde hareketle tohumculuk desteklerinin tebliğ ile düzenlenmesi tohumculuk faaliyetlerinin bitkisel üretimden ziyade bitkisel üretime girdi. Sağladığı bir faaliyet dolayısıyla bu faaliyetin de tüm ekonomik faaliyetlerinin uluslararası standart sanayi sınırsız anlamına gelen nace kodunun oluşturularak bitkisel üretime temel girdiyi sağlayan sektör olduğunu yani bir sanayi faaliyeti olduğunu anlaşılmasını tohumluk olmazsa bitkisel üretimin olmayacağına dolayısıyla ne mazot tüketiminin ne de gübre tüketiminin tüketiciye ulaştırılmasındaki gıda zincirinin lojistiğinin olmayacağını sektör olarak benimsemekteyiz.

Sektör büyüklüğümüz 15000 Milyar TL’dir, sektör gerçek gelir vergisi 1,3 milyar TL’dir. Ayrıca kuraklığın sektörü ciddi anlamda etkileyeceği özellikle hububat fiyatlarının TMO fiyatlarının açıkladığı fiyatlarını %80 oranında daha yüksek seyretmesi tohum fiyatlarımızın hem finans hem tohumun girdi maliyetine ciddi bir etki etmektedir ve ayrıca sektörü Ziraat Bankası süspansiyonlu kredi ile kredilendirilerek sektöre katkıda bulunmaktadır. Fakat ülke geneli firmalarımızın %10’u bu krediden istifade etmektedir. Hali ile bu durumdan dolayı geri kalan firmalarımız faizli kredilere yönelip aylık 1,20’nin üstünde olan oranlarda kredi kullanmaktadırlar bu durum tohum girdileri maliyetine etki etmekte ekonomik anlamda çiftçimiz yüksek maliyetli tohum kullanacak düzeyde olmadığı için sertifikalı tohumdan uzaklaşarak kaçak tohuma yönelip sonraki üretim sezonunda rekolte kaybı kaçınılmaz olur. Firmalar için de fiyatların yüksek olması sebebi ile önceki yıl 2000 ton işleyen firmalar yetiştiriciden ürün bulsa dahi yarı yarıya üretimleri düşecektir. Bu iki sebepten hem çiftçi hem üretici etkilenecektir, hem de tohum üretim miktarlarımız düşecektir. Hem de önümüzdeki yılların ülkesel üretimlerimize etki ettiğinden rekolte kayıpları kaçınılmaz bir durum olarak gözlemlemekteyiz. Sektörün geleceği ülkemizin gıda güvenliği için gerekli tedbirlerin alınması bu taleplerin dikkate alınması hususunda kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.