Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Mirin xweştir ji vî halî / VEYSİ POLAT

VEYSİ POLAT Diyarbakır’da, Bağlar-Şehitlik seferini yapan minibüs hattında küçük bir tartışma yaşanıyor. Kadın, şoförü “Maskeni sen ve yanındaki neden takmıyor; hem de ayakta yolcu alıyorsun. Hastalık var, salgın var” diye uyarıyor. Şoförün yanıtı gecikmiyor: “Abla 12 saattir direksiyondayım, nefes alamıyorum artık. Su içerken şimdi çıkardım. Aylık kira 11 binden 5 bine düştü. Şimdi onu bile […]

Mirin xweştir ji vî halî / VEYSİ POLAT
  • 22 Kasım 2020 20:47
  • 22 Kasım 2020 22:30

VEYSİ POLAT

Diyarbakır’da, Bağlar-Şehitlik seferini yapan minibüs hattında küçük bir tartışma yaşanıyor.

Kadın, şoförü “Maskeni sen ve yanındaki neden takmıyor; hem de ayakta yolcu alıyorsun. Hastalık var, salgın var” diye uyarıyor.

Şoförün yanıtı gecikmiyor: “Abla 12 saattir direksiyondayım, nefes alamıyorum artık. Su içerken şimdi çıkardım. Aylık kira 11 binden 5 bine düştü. Şimdi onu bile çıkaramıyoruz. Tek şoför çalışıyoruz. Ayakta almasak halimiz perişan.”

Arka koltukta oturan yaşlı amca tartışmaya müdahil oluyor: “Nexweşî bi emrê xwedê. Em tev birçî man. Mirin xweştir ji vî halî.”

Koronavirüs pandemisi, sadece sağlık açısından değil, sosyal ve ekonomik olarak da milleti perişan etti.

Diyarbakır, diğer bir çok kent gibi bu süreçten en olumsuz etkilenen kentlerden biri.

2 milyona yaklaşan nüfusunun yarısının 0-24 yaş arası gençler olduğunu hesaplarsak, durum daha vahim bir hal alıyor.

Kente 80 kilometre mesafedeki Silvan İlçesi’nde son 2 ay içerisinde 7 gencin intihar ederek, yaşamına son verdiğini bir önceki yazımda kaleme almıştım.

Kentin merkez dört ilçesi ile diğer 13 ilçesinde de durum aynı ne yazık ki.

Sanayisi olmayan ilçeler ne yazık ki tablodan daha çok olumsuz etkilenmiş durumda.

Bir tek fabrikası dahi olmayan Silvan’a reçetenin en acısı düşmüş durumda.

Ama kimin umurunda!

Balık hafızalı bir topluma dönüverdik.

Oysa koronavirüs pandemisinin ilk yayılma döneminde sosyal dayanışma örneğini çok güzel sergilemişti bu kent.

İsmi hiç lazım değil! Zaten onlar kendisine isim bile koymadan 2 bin aileye gıda kolisi hazırlamış, fakirin gözünde birer Robin Hood olmuştu.

Bakkala yazdırılan borç defteri, borç sahibine haber vermeden sildiren kahramanlar da çıkmıştı.

Ölümlü dünyada olduğumuzu bir kez daha hatırlattı bize bu koronavirüs illeti.

Şehirden uzaklaşmalar başladı. Köyler yeniden eski şenlikli günlerine döndü.

Kelli felli adamlar yıllar sonra ana baba toprağına döndü.

Domates, salatalık, biber, patlıcan ekti.

Ailesi ile daha fazla ilgilendi.

Çocukları ile daha fazla vakit geçirdi.

Daha çok sosyalleşti bu süreçte.

Koronavirüsün bize kattığı tüm olumluluklar ne yazık ki çok çabuk unutuldu.

Kiminin para hırsı, kiminin geçim derdi…

Minibüsteki yaşlı amcanın “Mirin xweştir ji vî halî” lafını kimse unutmasın!

Bir de malın, mülkün, paranın öbür dünyada geçersiz olduğunu…

Saygılarımla