Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

KORONAVİRÜSÜNÜN SANAYİ KRONOLOJİSİ / SEZAİ TOPALAN YAZDI

SEZAİ TOPALAN (Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Meclis Başkanı) Diyarbakır ve bölgede yaşayan herkes geçmiş yıllarda büyük badireler atlattı, büyük dramlar yaşadı. Tabi biz sanayiciler de aynı şekilde dram yaşadık dersek, sanırım yerinde olur. Yazımın başlığını bu yüzden “Koronavirüsünün sanayi kronolojisi” yaptım. Aslında bu bölgede yaşayanlar, yıllardan beri belki salgın hastalık yaşamadı ama bu virüsün yarattığı […]

KORONAVİRÜSÜNÜN SANAYİ KRONOLOJİSİ  / SEZAİ TOPALAN YAZDI
  • 5 Mayıs 2020 00:30

SEZAİ TOPALAN

(Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Meclis Başkanı)

Diyarbakır ve bölgede yaşayan herkes geçmiş yıllarda büyük badireler atlattı, büyük dramlar yaşadı. Tabi biz sanayiciler de aynı şekilde dram yaşadık dersek, sanırım yerinde olur. Yazımın başlığını bu yüzden “Koronavirüsünün sanayi kronolojisi” yaptım.

Aslında bu bölgede yaşayanlar, yıllardan beri belki salgın hastalık yaşamadı ama bu virüsün yarattığı tahribatın benzerlerini defalarca yaşadı. Köyler boşaltıldı, on binlerce köylü metropollere göç etmek zorunda kaldı. Köyünde üreticiyken, göç ettiği şehir merkezlerinde bir anda tüketici oldu.

Bölge ve şehir ve de ülke olarak büyük ekonomik kayıp. Köyde hayvancılık ve tarım yapan vatandaş, bir anda bunları bıraktı. Evi, barkı, tarlayı satan zengin köylülerin bir kısmı da çeşitli alanlarda yatırım yaptı. Yönetişim kültürü olmadığı için de kısa sürede iflas etti. Halen üretimlerini devam eden istisna üreticiler, bugün büyük sanayi tesislerinde üretimlerine devam ediyor.

Gelelim koronavirüsüne…

Virisün çıkmasıyla birlikte büyük bir panik yaşandı toplum içerisinde. Günlük yaşamla birlikte ekonomik ve sosyolojik olarak de sonuçlarını görüyor ve yaşıyoruz.

Bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum!

Belki bugün yazılıp çizilmiyor ama Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların çoğun koronovirüse önlem olarak işçi sayısında düşüşe giderek, üretim kapasitelerini düşürdü. Ama eve gönderdiği işçisinin maaşını da ödüyor. Böyle bilinmeyen gizli kahraman sanayicilerimiz de var. Bazıları kısa çalışma ödeneğine başvurarak yararlandıysa da çoğu sanayici buna başvurmadı ve kendi imkanlarıyla işçilerini idame ediyor.

Gümrük kapılarının kapanmasına rağmen Habur Gümrük Kapısı halen açık ve günlük bin 300 kamyon ve TIR’ın geçiş yaptığını biliyoruz. Her şeye rağmen sanayicimiz, artan maliyete rağmen üretime ve ihracata devam ediyor.

DEVLETÇİLİK İLKESİ DOĞU’DA İŞLEMEDİ

Kronoloji demişken çok öncesine gidip, bazı konuları irdelemekte yarar var. Mesela Fırat Nehri’ne bir kuzeyden güneye bir çizgi çizersek, Türkiye’nin doğusunda kalan, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) özelleştirildiği günlere gidelim.

O dönemde Devletçilik ilkesi maalesef yeterince Fırat’ın doğusunda kalan illerde yeterince işletilmemişti. Buna rağmen o dönemin devlet yöneticileri, KİT’leri özelleştirmeye başladı.

Yüzlerce, binlerce insan işsiz kaldı

. Bazı bölge müdürlükleri de bölgedeki kentler alınarak, batıdaki illere taşındı.

O dönemde de büyük travmalar yaşandı.

Sonuçları itibariyle bu virüsten daha kötü olduğunu söyleyebilirim.

ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ

Sanayici için son zamanların en büyük olumsuzluklardan biri de artan enerji fiyatları. Her ay önemli ölçüde fiyat artışı yaşadık.

Kim yapıyor bu artışı, neden yapıyor, hangi akla hizmet ediyor?

Anlamış değilim!

Elektrik faturasını ödeyemediği için sıkıntı yaşayan fabrikalarımız var.

Virüse rağmen işçisine sahip çıkan, üretime ve ihracata devam eden bu sanayicimize, önce enerji fiyat artışı, sonra koronavirüs darbe indirdi.

Devlet büyüklerimiz her şeye rağmen gerçek üretici, gerçek sanayiciyi tespit ederek, destek sunması önem arz ediyor.

KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRELİM

Koronavirüsün Çin’den yayılması, Çin ekonomisini önemli derecede olumsuz etkiledi. Çin sanayisinin önemli bir kısmını oluşturan mermer ve tekstil sektörü de bu durumdan haliyle olumsuz etkilendi tabiki.

En büyük yatırımların, kriz dönemlerinde yapıldığı gerçeğiyle yola çıkarsak, biz de bölge ve ülke ekonomisine destek için bu kriz döneminden yararlanmamız gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle tekstil ve mermer sektöründe, dünyaya açılabiliriz. Bu sektörlerde yapılacak yatırımlar, ya da var olan yatırımların güçlendirerek, dünyanın bu sektördeki çekim merkezi olabiliriz.

Bölgemiz mermer ve tekstil altyapısıyla çok zengin.

Bunları değerlendirmenin tam zamanı diye düşünüyorum.

Koronavirüs belki yeni çıktı ama biz on yıllardır bu virüsün yarattığı tahribatın daha fazlasını yaşadık. Yani virüsten kaynaklı bir kriz yarattığı tahribatlar bizim için yeni değil.

Biz sanayiciler geçmiş yıllarda yaşadığımız tecrübelerimizle, bu virüsün de üstesinden geleceğiz.

Vatandaşlarımız, halkımız dirayetlidir, çok badireler atlattı, bu virüsü de atlatacağından eminim.