Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Diyarbakır’ı “satıp savmak” haddiniz değildir!

VEYSİ POLAT “İki kelam da bizim Sivil Toplum Örgütleri’ne diyelim… Neden “lal” oldunuz? Bu konu öyle twitterdan iki satır yazarak geçiştirilemez… Ölmüş reflekslerinizi canlandırın, bu kente ve bu kentin yüzyıllardan bugüne gelen değerlerine sahip çıkın!”   Tarih kitapları yazar. Diyarbakır, ilk yerleşim yerinin ve ekmeğin ilk tohumunun atıldığı yerdir… M.Ö. 7000 yıllarında Ergani/Çayönü’nden başlayan ve […]

Diyarbakır’ı “satıp savmak” haddiniz değildir!
  • 23 Mart 2021 11:34
  • 28 Nisan 2022 13:21

VEYSİ POLAT

“İki kelam da bizim Sivil Toplum Örgütleri’ne diyelim…

Neden “lal” oldunuz?

Bu konu öyle twitterdan iki satır yazarak geçiştirilemez…

Ölmüş reflekslerinizi canlandırın, bu kente ve bu kentin yüzyıllardan bugüne gelen değerlerine sahip çıkın!”

 

Tarih kitapları yazar.

Diyarbakır, ilk yerleşim yerinin ve ekmeğin ilk tohumunun atıldığı yerdir…

M.Ö. 7000 yıllarında Ergani/Çayönü’nden başlayan ve günümüze kadar gelen; sadece bölgede değil dünya tarihinde de önemli roller oynayan birçok uygarlık bu yörede değerli eserler bıraktı…

Kimleri bağrında misafir etmedi ki…

Hititler, Hurri-Mitaniler, Asurlular, Mervaniler, Persler, Akkoyunlular, Osmanlılar, Medler ve daha birçok medeniyetler…

Romalılar ve Partlar, en kanlı savaşı yaşasa da her gelen diğer kavime hükmetti bu topraklarda…

Nice yiğitler kılıçlardan geçirildi, darağaçlarında sergilendi…

Ama o, viran edildikçe küllerinden hep yeniden doğdu…

Buraya kem gözle bakanlar, kötü sözle lekelemeye çalışanlar, gelip bu kutsal kenti gördükçe söylediklerinden hep utandı.

Aradan yüzyıllar geçse de bu kente dil uzatanlar yine hep utandı.

Kanıtlarla, belgelerle, gizli kamera kayıtlarıyla…

Son bir yılda batıdan sosyal deney için kente gelen ve gizli kameralarla bizleri test edenlere bakalım.

Burada anlatmayayım.

İsteyen youtube kanalında Diyarbakır’ın mertliğini, misafirperverliğini bir ana bir baba gibi insana nasıl sahip çıktığını arama motorunda arasınlar…

Yine ünlü gezgin Evliya Çelebi’ye bakalım. Evliya Çelebi, “Seyahatname”sinde Diyarbakır’ın kültür ve yapısını şöyle anlatıyor: “Bu Diyarbekir`de nice yüz fasih ve beliğ şairler vardır ki, her biri  Fuzuli ve Ruhi misalidir. Halkının kibarı samur, zerdova kürk giyerler. Kadınların cümlesi beyaz çarşaf, ayaklarına çizme giyerler. Pak ve pakize, eshabi namus kadınlardır. Diyarbekir ahalisinin Müslümanları Türkmen, Kürd, Arap ve Acem`dir. Hıristiyanları Ermenidir. Cümlesi gayet garibdost, şuh, şakrak nedimi can insanlardır. Havası latif olduğundan ve hamravat suyu içdiklerinden ehalisinin yüzlerinin rengi hamret üzeredir. Ekseriya orta boylu fakat kuvvetli, müşekkel adamlardır. 70-80 yaşına gelirler, hala işleri ile meşguldürler.”

Şimdi gel gelelim asıl meseleye;

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü, kısa bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 eğitim vizyonu belgesinde yer alan “yenilikçi uygulamalara imkan sağlanacak” hedefleri çerçevesinde öğrencilerin yaşadıkları ve eğitim gördükleri bölgelerinde eğitim, kültür, sanat ve coğrafi kapasitelerinin keşfedilmesinde, bitki ve hayvan türleri ile yöresel yemekler ve oyun ile folklorun tanınmasına “derslerle bütünleşik veya ders dışı etkinlikler olarak ağırlık verilmesi” kararını aldı.

Bu çerçevede Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Şehrimiz Diyarbakır Dersi Eğitim Materyali Kitap Hazırlama Komisyonu” oluşturuldu ve bu komisyon “Şehrimiz Diyarbakır” seçmeli ders eğitim materyali hazırladı. Hazırlanan kitap dijital olarak Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’nün web sayfasında yayınlandı.

“Şehrimiz Diyarbakır Dersi Eğitim Materyali Kitap Hazırlama Komisyonu” tarafından hazırlanan kitabın şehrin riskleri konusunda “cinsel istismar” başlığına yer vermesi tepkilere neden oldu.

Kitapta şehrin riskleri tanımlanırken şu ifadelere yer verildi: “Şehir, fırsatlar sunduğu kadar bazı riskler de içerir. Doğal afetler, şiddet, madde bağımlılığı, trafik kazaları, “cinsel istismar” şehirde de karşılaşılabilecek risklerden bazılarıdır.”

Akıl alır gibi değil!

Tepkiler çoğalınca Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü dijital kitabı web sayfasından kaldırdı. Dün de konu ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada tepkilere neden olan “cinsel istirmar” ve diğer ifadelerin yalnızca Diyarbakır’a özgü riskler olmadığı, tüm kentlerin ortak riskleri olduğu belirtilerek yeni bir skandala imza atıldı.

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Basın ve Halkla İlişkiler Şubesi’nin yaptığı açıklamanın tam metnine bakalım önce;

“İlimizde 2021-2022 Öğretim yılında okutulması planlanan “Şehrimiz Diyarbakır” seçmeli ders materyali ile ilgili olarak sosyal ve görsel medyada yer alan iddialarla ilgili açıklama yapma gereği duyulmuştur.

“Şehrimiz Diyarbakır” materyalinin hazırlanması Milli Eğitim Bakanlığı “2023 Vizyonu Belgesi’nde yer alan uygulamalara imkan sağlanacak, çocukların kendi bölgelerinin üretim, kültür, sanat ve coğrafi kapasitesini keşfetmesine, bitki ve hayvan türlerini, yöresel yemeklerini, oyun ve folklorunu tanımasına yardımcı olmak amacıyla “Şehrimiz …….” materyalinin 1.ve 2. ünitelerin içeriği Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve tüm illere gönderilmiş, 3., 4. ve 5. ünitelerinin İl Milli Eğitim Müdürlüklerince hazırlanması 31/07/2019 tarihli emirleri ile çalışmalar yürütülmüştür.

Bu bağlamda;

1.Hazırlanan eğitim materyali henüz basılı hale getirilmemiş ve hiçbir öğrenciye okutulmamıştır.

2. 2.Ünitede yer alan Şehrin Riskleri başlığı altında yer alan ifadeler Diyarbakır şehrine ilişkin olmayıp tüm kentlerin ortak riskleri olarak sayılmıştır. (Ekte bazıları sunulmuştur.)

3.Diğer illerin hazırladığı içeriklerde de aynı ifadeler geçmektedir.

4.Tasarımı yapılan “Şehrimiz Diyarbakır” kitabı PDF yayını gözden geçirilmek üzere İnternet Sitemizden kaldırılmıştır.

5.Tamamı Diyarbakırlı olan ve şehri çok iyi tanıyan kitap yazım komisyonu yazarlarımızca 22/03/2021 tarihli yayın tekrar incelenip Bakanlığımıza rapor olarak iletilmiştir. (Ektedir.)

6.Bakanlığımızın cevabi yazılarına göre gerekli düzeltmeler yapılarak yayına hazır hale getirilecektir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

“Özrü kabahatinden büyük” derler ya. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün açıklaması da o türden.

Bu açıklamaya göre “riskler” diye tanımlanan tüm sapkınlıkları Diyarbakır’dan çıkarıp, diğer 80 kente de yaymışlar.

Bir defa söz konusu kitaptaki ifadeleri kim hazırladı?

Komisyonun hazırladığı kitaba onayı kim verdi?

İnternet sitesinde yayınlanması emrini kim verdi?

Şimdi ortada bir skandal var ki Milli Eğitim bu açıklamayı yapma gereksinimi duydu.

Soruşturma olduğuna göre 2 milyon nüfuslu kentimizi potansiyel suçlu konumuna koyan ihmalle ilgili görevden alma oldu mu?

Kent halkından özür dilendi mi?

Yok!.. Yok!…

Hiçbiri yok!

İki kelam da bizim Sivil Toplum Örgütleri’ne diyelim…

Neden “lal” oldunuz?

Bu konu öyle twitterdan iki satır yazarak geçiştirilemez…

Ölmüş reflekslerinizi canlandırın, bu kente ve bu kentin yüzyıllardan bugüne gelen değerlerine sahip çıkın!