Cemil Çiçek: Cezaevindeki işkenceyi kabul etmiyoruz, gereği yapılacak

HABER/ABORİ

Eski TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, tutuklu gazeteci Barış Pehlivan’ın cezaevine kabul sırasında bir gardiyan tarafından darp edilmesinin kabul edilemez olduğunu ve gereğinin yapılması gerektiğini söyledi.

“MİT Kanunu’na muhalefet” ve “Gizli bilgi ve belgeleri açıklama” iddialarıyla hazırlanan iddianameden 6 gazeteciyle beraber tutuklu bulunan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın cezaevine kabul sırasında bir gardiyan tarafından darp edildiğine ilişkin görüntüler ortaya çıkmıştı. Cemil Çiçek, tutuklamalar ve erişim engelleri ile hedef alınan Oda TV’ye konuştu. AKP’nin iktidara gelirken en temel sloganlarından birinin “İşkenceye sıfır tolerans” olduğunu hatırlatıp bu sloganın AKP’ye karşı çevrelerde dahi sempati sağladığını ileri süren Çiçek, fikir ayrılıklarına tolerans gösterilmesi gerektiğini, şiddetin medeni dünyada yeri olmayan ilkel bir yaklaşım olduğunu belirtti. OdaTV’de yer alan habere göre Çiçek, şunları söyledi:

“AB reformları çerçevesinde ve insanı reformlarla bu konuyu gündeme aldık. Hukukla bunu teminat altına aldık. İşkenceye zaman aşımını ortadan kaldırdık. Bu nedenle kimse ne sebeple olursa olsun kötü muamele yapma hakkında sahip değildir. İşkence, kötü muamele mubah değildir. Aksi halde kendimizi, insanlığımızı inkar etmiş oluruz.

Fikir ayrılıkları olur, herkes aynı düşünmek zorunda değildir ama bunlara tolerans gösterilmeli. Cebir, şiddet artık medeni dünyada yeri olmayan ilkel yaklaşımdır. Doğru bulmam. AK Parti’nin en önemli adımlarından biri buydu çok da takdir topladı.

2002 yılını hatırlayın. Gündemdeki en önemli mesele cezaevi şartlarıydı. 2002’de ben Adalet Bakanı olduğumda Batı’dan gelen heyetlerin ilk görmek istediği yer Ulucanlar ve Sağmalcılar cezaeviydi. Mecburen programa koyardık, koymazsak bir şeyleri gizlediğimizi düşünürlerdi. Cezaevi şartları ve infaz hukuku ile ilgili hukuki düzenlemeleri yaptık. Bu mesele Avrupa’nın gündeminden kalktı. Şimdi eski şeyleri çağrıştıracak muameleler kabul edilemez, gereğinin de yapılması gerekir.”