Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Yağmurun zerresine yenik düşen Sur varken, Zerzevan’a sevinmek!..

VEYSİ POLAT/ABORİ Önce dilimiz döndüğünce anlattık bu kadim kentin tarihini. Sonra gelin görün dedik. Geldiler, gördüler ve sonra bu tarih, insanlığın ortak mirası olsun deyip Dünya Kültür Mirası envanterine dahil ettiler. İlk adımı 2015’te attılar. Kısa adı INESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, hendek olaylarından çok kısa bir süre önce Diyarbakır Surlarını […]

Yağmurun zerresine yenik düşen Sur varken, Zerzevan’a sevinmek!..
  • 18 Nisan 2020 16:11
  • 18 Nisan 2020 16:17

VEYSİ POLAT/ABORİ

Önce dilimiz döndüğünce anlattık bu kadim kentin tarihini.

Sonra gelin görün dedik.

Geldiler, gördüler ve sonra bu tarih, insanlığın ortak mirası olsun deyip Dünya Kültür Mirası envanterine dahil ettiler.

İlk adımı 2015’te attılar.

Kısa adı INESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, hendek olaylarından çok kısa bir süre önce Diyarbakır Surlarını ve Hevsel Bahçeleri’ni “Dünya Mirası Listesi”ne aldı.

Bu ne işe yaradı peki?

Tarihin Diyarbakır’a emanet ettiği bu iki yapı öncelikle dünyanın ortak eseri oldu.

Dünyada gezilecek yerler listesinde Diyarbakır’ın adı da girdi.

Turistler, son 5 yılda daha çok Diyarbakır’a geldi.

Kent daha çok turist gördü, sektörün çok geniş yelpazesi olan domino etkisiyle hareketlendi.

Konaklamaları yapan oteller, yeme içme sektörü, hediyelik eşya satanlar, ticari taksiler, bir bütün olarak çarpan etkisi yüksek oldu.

Peki Sur ve Hevsel listeye aldındıktan sonra bu tarihi iki yapı için neler yapıldı?

Sadece resmi makamlar bu iki yerleşkeye “Bu yapılar Dünya Mirası Listesi”ne alınmıştır tabelası astı.

Bunun dışında hiçbir şey!

Aksine daha kötüsü oldu.

Hendek olaylarında Sur, ağır darbe aldı…

Top, roket, kurşun ve bombalarla kökünden sarsıldı.

Sur’un bağrından sökülenler, diğer Dünya Mirası olan Hevsel Bahçeleri’nde açılan çukura gömüldü…

Bakımsız kaldı…

Öyle ki bu yıl yağmur zerresinden kendini aşağı saldı…

Evet yanlış duymadınız, bağrından parçalar döküldü.

Bazı yerleri insanlar için tehlike arz eder noktaya geldi.

Yabancı tarih kitaplarında tarihin “Heaven’s Garden”i, yani “Cennet Bahçesi” olarak adlandırılan Hevsel Bahçeleri de aynı durumda.

Çehresine rant kafeleri dikildi, sırf devlet erkanı ziyaret edecek diye toprağına beton diktiler.

Kavak ağaçlarını hala kesip satıyorlar.

Ornitologların (kuş bilimciler) tespit ettiği 250’yi aşkın kuş türü gittikçe azalmış durumda.

Hal böyle iken şimdi de Çınar ilçemiz sınırlarında bulunan ve 2014’teki kazı çalışmaları ile gün yüzüne çıkarılan Zerzevan Kalesi, UNESCO’nun gündeminde.

Şimdilik geçici listeye alındı diye seviniyoruz.

Evet sevinelim, hatta naralar atalım.

Sevinmekte haklıyız; çünkü atalarımızın bize emanetine tüm insanlığın ortak değeri olmasını biz de istiyoruz.

Ama sonrası demin yukarıda anlattığım şekilde olmamalı.

Önce sevinip sonra bütün kötülüğü yapıyoruz bu tarihi değerlere…

Sur’a ve Hevsel’e önce sahip çıkalım; daha sonra da asırlar önce Diyarbakır Kalesi’ne saldıranlara karşı “Öncü Kale” görevini üstlenen; esas Diyarbakır’ı koruyan Zerzevan’ı sonuna kadar bağrımıza basalım.