HABER/ABORİ
Kutsal kitap Kuran-ı Kerim’de yer alan ve bilim insanlarının da dile getirdiği Nuh’un gemisinin inşa edildiği Cudi Dağı, baharın gelişiyle muhteşem görüntülere ev sahipliği yapıyor. Amatör kameralar tarafından çekilen görüntüde bir mağaradan Cudi Vadisi, yeşilliklere bürünmüş olarak görülüyor.
CUDİ’NİN KONUMU VE TARİHTEKİ EFSANESİ
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Türkiye-Irak sınırına 15 km. uzaklıkta, Dicle ırmağının kıyısında bulunan elips biçimindeki Cudi Dağı’nın üzerinde 2000 metreyi aşan dört doruk vardır. Bunların en yükseği 2 bin 114 metredir. Bu tepelerden 2017 m. yüksekliğinde olanı “Nuh peygamber ziyareti tepesi” adını taşır.
Dağın temelinde jeolojinin Jura ve Kretase dönemlerine ait kütlevî kalkerler bulunur. Bu temelin üstünde de yer yer yeşil renkli (ofiolit) ve daha genç (üst kretase – paleosen yaşlı) bir seri yer alır. Bazı yerleri sarp ve engebeli olmakla beraber çıkılması ve inilmesi çok kolay bir dağdır. Güney kesiminden Dicle’ye sel ve çaylar dökülmektedir. Yüksekliği fazla olmamakla beraber güney ve batı yönünden oldukça görkemli bir görünüşe sahiptir. Kurak bir bölgede yer almasına rağmen 500 milimetrenin üzerinde yağmur düşmektedir. Bundan dolayı 1500-2000 metreler arasında çam ve meşe ormanları mevcuttur. Halen ağaçların epeyce tahrip edilmiş olmasına rağmen dağın kuzey yamacında ormanlık yerler vardır. Güney yamacının üzerinde ise seyrek de olsa meşe bulunmaktadır.
Cudi Dağı, dinler tarihi ve bilhassa İslâm dini bakımından önemlidir. Zira Kur’an’da Hz. Nuh’un gemisinin tufandan sonra Cudi Dağı.2na oturduğu belirtilmektedir. Bu konudaki ayetin meali şöyle: “Ey arz, suyunu yut ve ey gök -suyunu- tut! denildi. Su azaldı, iş bitirildi. Gemi Cûdî üzerine oturdu” (Hûd 11/44).
