HABER/ABORİ TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, tartışma konusu olan “AİHM ve AYM kararlarının uygulanması” konusunda hükümeti uyardı. TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Simone Kaslowski, şu mesajları verdi: Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Riskler Raporunda, ilk defa bu yıl, ilk beş riskin de çevresel olduğu açıklandı. Avustralya’daki yangınlar, iklim krizinin hiç ama hiç hafife alınmaması gerektiğini gösterdi. İklim değişikliği […]
HABER/ABORİ
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, tartışma konusu olan “AİHM ve AYM kararlarının uygulanması” konusunda hükümeti uyardı.
TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Simone Kaslowski, şu mesajları verdi:
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Riskler Raporunda, ilk defa bu yıl, ilk beş riskin de çevresel olduğu açıklandı. Avustralya’daki yangınlar, iklim krizinin hiç ama hiç hafife alınmaması gerektiğini gösterdi. İklim değişikliği nedeniyle, önümüzdeki otuz yıl içinde, Türkiye’nin su fakiri bir ülke konumuna düşeceği öngörülüyor. En kurak şehirlerden bazıları ülkemizde olacak. Tüm bunlar mücadelenin her boyutta ve çok sistematik şekilde yapılması gerektiriyor.
Ekonomide, iç açıcı haberlerle bu yıla başlıyoruz. Geçen yıl iç talepte gördüğümüz daralma, bu yıl yerini hafif toparlanmaya bıraktı. Tüketimde hareketlenme olduğunu görüyoruz. İnşaat başta olmak üzere, krizden derin şekilde etkilenen sektörlerde ise toparlanma daha uzun zaman alabilir. 2019’u, sıfırın biraz üzerinde, cüzi sayılacak bir büyüme hızıyla kapatıyoruz. 2020 yılında istihdam sorunumuz açısından yeterli olmayacaksa da daha yüksek bir büyüme bekliyoruz. Geçmiş tecrübelerimizden de biliyoruz ki, sadece kredi genişlemesi ile büyüme sürdürülebilir değil. Bu tür büyümeler, verimlilik artışı getirmiyor. Yalnızca talebi artırarak ekonominin ısınmasına, yükselen enflasyon ve borç sorununa yol açıyor. Makul bir programın uygulanabilmesi için, uygun koşulların var olduğunu düşünüyoruz. Önümüzde yaklaşık 4 senelik seçimsiz bir dönem var. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşına bir ara verildi. Her ne kadar uluslararası finans kuruluşlarının bu yıl dünya için öngördüğü büyüme tahmini, bir nebze düşürüldüyse de, dünya ekonomisinde veya finansal piyasalarda bir duraklama veya daralma beklenmiyor. Türkiye ekonomisinin gerek duyduğu kaynakları bulması açısından önemli bir etken de, etrafımızdaki jeopolitik gelişmelerdir.
Güvenlik alanında Türkiye çok büyük ilerlemeler kaydetmiş, büyük tecrübe ve yetenekler kazanmıştır. Bunun sonuçlarını görüyor ve takdir ediyoruz. Özgürlük alanında da bunun yansımalarını görmek istiyoruz. AİHM kararlarına ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmalıdır. İddiadan savunmaya, yargılamanın her aşamasında, evrensel hukukun gerekleri yerine getirilmelidir. Geçtiğimiz yıl açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesindeki hedefleri, memnuniyetle karşıladık. Reformun ilk ayağı olan kanun da çıktı; etkili şekilde uygulanmasını heyecanla bekliyoruz.
Kadınların toplumsal hayata eşit şekilde katılmaları, enerjilerini ve bilgi-becerilerini özgürce kullanabilmeleri modern ve uygar bir toplum olmanın gereğidir. Kadınların, onları ikinci planda bırakmak, ezmek, baskı altında tutmak, cahil bırakmak için sürdürülen tüm çabalara rağmen toplumsal hayata giderek daha aktif şekilde katılmalarına mutlulukla şahit oluyoruz. Kadına karşı şiddetin de en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin hakkıyla uygulanması, kolluk kuvvetlerinin, yargıda görev alanların, kadınların korunması bilincine sahip olması, büyük önem taşıyor. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi’ni olumlu buluyor asıl sınavın etkili uygulama olduğunu da vurgulamak istiyorum. Pek çok batılı ülkeden önce, kadınların çağdaş haklara sahip olmalarının önünü açan Cumhuriyetimize yakışan tablo budur. Bu olmalıdır.
Dünyanın en sakin köşelerinden birinde yaşamıyoruz. Etrafımızda çöken devletler, bu çöküşten yararlanan terör örgütleri, istikrarsızlık, vekalet savaşları ve büyük insani dramlar yaşanıyor. Dış politikanın rolü NATO içindeki önemini ve ekonomik alanlardaki işbirliği fırsatlarını da her noktada paylaşıyoruz. emel amaçları ülkenin itibarını korumak, güvenliğini sağlamak ve refahını artırmaktır. Bu üç amaca ulaşabilmek ve Türkiye’nin terörle mücadelesini daha etkin sürdürebilmek için ittifak ilişkilerini onarması ve geliştirmesi şarttır. En önemli müttefikimiz ABD ile sorunlarımız artık çözülmelidir. Güven ilişkisini tamir edecek adımlar karşılıklı atılmalıdır. Halkbank davası, S-400 meselesi, F-35 uçakları meselelerini dikkatle izliyoruz. İran ve ABD arasındaki son kriz gösterdi ki; etrafımızdaki füze tehdidi hiç de azımsanacak gibi değil. Müttefiklerimizin bu konuda yapıcı adımlar atmasını ve Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarının ittifak içinde, işbirliği ile karşılanacağı çözümler üretilmesini bekliyoruz.”
Diyarbakır’da arsa spekülatörleri devrede15 Ekim 202421:10 Filistin heyetinden Diyarbakır OSB’ye ziyaret15 Ekim 202411:29 Diyarbakır’da çocuklar ve kadınlar savunma eğitimine başladı14 Ekim 202422:59 Diyarbakır firması İtalya’da görücüye çıkıyor14 Ekim 202422:11 Diyarbakır’ın önemli firması Almanya’da11 Ekim 202421:51