Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Sorumsuzluk, Diyarbakır koronavirüse teslim etti

VEYSİ POLAT Aylardır tüm dünya, adına yeni tip koronavirüs (Covid-19) denen pandemi nedeniyle neredeyse seferber olmuş durumda. Ülke ekonomilerinin büyük bir bölümü sağlık harcamalarına ve pandemiye karşı mücadelede gerekli ihtiyaçlara yönlendirildi. Bir yanda ilgili ve yetkili birimler pandemiye karşı tedbirler geliştirdi, diğer yanda toplum, başta kendisini ve çevresine koruma adına temkinli yaşama yönlendirildi. Hijyen, en […]

Sorumsuzluk, Diyarbakır koronavirüse teslim etti
  • 24 Temmuz 2020 23:10

VEYSİ POLAT

Aylardır tüm dünya, adına yeni tip koronavirüs (Covid-19) denen pandemi nedeniyle neredeyse seferber olmuş durumda. Ülke ekonomilerinin büyük bir bölümü sağlık harcamalarına ve pandemiye karşı mücadelede gerekli ihtiyaçlara yönlendirildi.

Bir yanda ilgili ve yetkili birimler pandemiye karşı tedbirler geliştirdi, diğer yanda toplum, başta kendisini ve çevresine koruma adına temkinli yaşama yönlendirildi.

Hijyen, en öncelikli adım olarak sıralandı.

Daha sonra maske zorunluluğu, sosyal mesafe ve zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmaması istendi.

Peki toplum olarak buna uyuldu mu?

İlk başlarda evet ama sonrasında korku duvarı yıkıldı.

Günde üç beş kez el yüz yıkama alışkınlığı 3’e, 2’ye, 1’e indi; Maskeler bir tarafa atıldı, sosyal mesafe sıfıra indi…

Nasıl mı?

Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen geleneksel bayram ve hasta ziyaretleri yapıldı, taziyeler kuruldu, zikirler yapıldı, hatta ara verilen sohbetlere devam edilerek…

Diyarbakır, bu konuda çok ihmalkar davrandı…

Şimdi de faturanın en ağırını ödüyor…

Günlük vaka sayısı 3-5 iken şimdi 100-200 arası değişiyor.

Hastanelerde yer kalmadı, ambulanslar ihtiyaca cevap olmakta yetişemiyor artık.

Yoksullukta ve Milli Gelir’de sondan ilk onda yer alan Diyarbakır, vaka sayısında Türkiye genelinde ilk beşte ne yazık ki!

Toplum dikkatsiz de tüm suç tedbirsizlikte mi peki?

Elbette hayır…

Diyarbakır’da mevcut sağlık “hizmeti ve pandemiye karşı mücadele” ne yazık ki Diyarbakır’ı koronavirüse teslim etmiş durumda…

Örnekleriyle anlatalım…

Var sayalım koronavirüs belirtileri gösterdiniz ve pandemi hastanesine başvurdunuz.

Hasta halinizle saatlerce sırada bekliyorsunuz.

İlk etapta boğaz ve burundan sürüntü alınıyor, ciğer filminiz çekiliyor. Ciğer de sorun yoksa “takibini e-sağlık’tan yaparsınız” diye eve gönderiliyorsunuz.

En erken 12-24 saat içinde sonucunuz belli oluyor.

Zaten ne olduysa o arada oluyor.

Şayet virüs taşıyıcısı iseniz –testiniz çıkmadığı için zaten bilmiyorsunuz- bindiğiniz toplu taşıma aracında dokunduğunuz yerler, ara ara nefes almanız için maskeyi çıkardığınız zamanlarda koronavirüsü zaten çevrenize yayıyorsunuz.

Eve şayet hasta ziyareti için gelenler de olmuşsa bu süreçte havayı soluyan potansiyel risk taşımış oluyor.

Aradan geçen süre zarfında bir kişi onlarca kişiye bulaştırmış oluyor…

Oysa TV ekranlarında izlediğimiz üzere dünya ülkeleri öyle yapmıyor.

Testler çabuk çıkıyor; korona hastaları evlerine kadar özel kıyafetlerle gönderiliyor. Bir binada varsa taşıyıcı, tüm binaya karantina uygulanıyor.

Ama Diyarbakır’da ne yazık ki bunların hiçbiri uygulanmıyor.

Bizzat tanıklık ettiğim, Alo 184 Sağlık Hattı’nda kayıtlar mevcut…

Bu sürece Sağlık Bakanlığı’nın derhal atması gerekir…

Diyarbakır ciddi risk altında ve tablo her geçen gün ağırlaşıyor…