Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

“Selahattin’in sağlığından çok endişeliyim”

HABER/ABORİ Başak Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde yatan eşi Selahattin Demirtaş’ın sağlığıyla ilgili endişeleri olduğunu söyleyerek “Son bayılma atağının ve göğüs ağrısı şikayetlerinin yeterince incelenmediğini düşünüyoruz, çünkü cezaevinde olan biri olarak sürekli doktorlara görünme imkanı yok” dedi. HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, T24’ten Şirin Payzın’ın sorularına şu yanıtları verdi: *Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumu […]

“Selahattin’in sağlığından çok endişeliyim”
  • 26 Mart 2020 16:14

HABER/ABORİ

Başak Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde yatan eşi Selahattin Demirtaş’ın sağlığıyla ilgili endişeleri olduğunu söyleyerek “Son bayılma atağının ve göğüs ağrısı şikayetlerinin yeterince incelenmediğini düşünüyoruz, çünkü cezaevinde olan biri olarak sürekli doktorlara görünme imkanı yok” dedi.

HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, T24’ten Şirin Payzın’ın sorularına şu yanıtları verdi:

*Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumu ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Virüs  salgını nedeniyle sağlığıyla ilgili risk var mı?

Evet var. Şöyle ki, Selahattin’in sağlık durumu cezaevi sürecinde hep kötüye doğru gitti maalesef. 2016’da Trakya Üniversitesinde yapılan tetkiklerde Selahattin’e hipertansiyon tanısı konulmuştu. En son, cezaevinde bayıldıktan bir hafta sonra yine Trakya Üniversitesi Hastanesi’ne götürülmüştü, oradaki tetkiklerde hiper tansiyon rahatsızlığının devam ettiği teşhis edildi ve ilaçlar verildi, o ilaçları kullanmaya devam ediyor. Teşhis ve tedavi süreçlerine dair ciddi kaygılarımız var. Son bayılma atağının ve göğüs ağrısı şikayetlerinin yeterince incelenmediğini düşünüyoruz, çünkü cezaevinde olan biri olarak sürekli doktorlara görünme imkanı yok ki. Dışarıdayken kendisine bakan doktorların görüşleri ve TTB’nin akademisyenlerden oluşan doktor heyetinin raporları bu kaygımızı artırmış durumda. İlgili yerlere başvurumuzda henüz bir sonuç vermedi. Ayrıca dışarıdayken uyku apnesi sendromu vardı. Bu hastalık, uzun vadede akciğer sorunlarına yol açıyor. Şöyle bir gerçek var, Koronavirüs salgını en fazla hipertansiyon hastaları ve kronik akciğer rahatsızlığı olanların bu durumdan daha ağır etkilenebileceğini gösteriyor. İtalya’daki verilere göre virüse  yakalanan her dört hastadan üçü hiper tansiyon hastası. Dolayısıyla çok endişeliyim. Selahattin zaten dışarıda olsaydı belirttiğim hastalıkları nedeniyle büyük risk altında olacaktı. Üstüne bir de cezaevleri koşulları etkilenince kaygılarım iyice arttı.

Cezaevlerinde Koronavirüs’ü salgınına yönelik önlem alındığını açıkladı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül. Siz bu önlemleri yeterli buluyor musunuz? Düzenli sağlık taraması, hijyen konusunda sıkıntı var mı?

Tabii var. Cezaevlerinde sağlık koşulları da hijyen koşulları da çok sınırlı. Bakan hangi önlemlerin alındığını açıklamalı. Benim gördüğüm ve Selahattin’in anlattığı önlemler ziyaretçilerin alınmaması, avukat görüşmelerinin azaltılması ve birkaç el dezenfektanı konulması şeklinde. Bunlar yeterli mi? Mesela cezaevlerinde bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için neler yapıldı? Yemekler değişti mi? Havalandırma saatleri artırıldı mı? Cezaevi görevlilerine test yapıldı mı?  Mesela Edirne Cezaevinin yemekleri, yakınındaki açık cezaevinden geliyor. Oradaki tedbirler yeterli mi? İzne gidenlerin döndüklerinde karantinaya alınmadığı haberlerini duyuyoruz bu doğru mu? Bakan cezaevlerinde koronavirüs vakası olmadığını söylüyor ama kaç kişiye test yapıldı? Söylemiyor. Neden söylemiyor? Test yapmazsanız vaka da tespit edemezsiniz ki. On binlerce kişi, cezaevlerindeki yakınlarının sağlığıyla ilgili tek bir haber alamadan bekliyor. Koronavirüs sadece Selahattin için değil, tüm cezaevlerindeki herkes için ciddi bir tehdit. Cezaevlerinde hiç temassızlık söz konusu değil bildiğim kadarıyla. Zira gardiyanlar gün içinde yemek getiriyor.

*Buna karşı alınan bir önlem var mı?

Biz yeterli bir önlem görmedik. Cezaevi görevlileri üç vardiya şeklinde çalışıyor. Selahattin günde en az 12 görevliyle temas halinde. Mesaileri bitince de evlerine gidiyorlar. Onlar için de dışarıda ve içeride yaşam, tüm riskleriyle devam ediyor. Dolayısıyla da onlardan mahpuslara, mahpuslardan da onlara bulaşma riski çok fazla.