MEHMET DALKIRAN GÜNTİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI (Güneydoğu Tekstil Sanayi ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı) Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19 virüsü pandemi açıklamasının yapılması, bir anda tüm dünyada panik havasına neden oldu. Salgında şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 243 bin can kaybı yaşandı, maalesef yaşanmaya da devam ediyor. Can kayıpları ve sağlık alanında yaşanan […]
MEHMET DALKIRAN
GÜNTİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI
(Güneydoğu Tekstil Sanayi ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı)
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19 virüsü pandemi açıklamasının yapılması, bir anda tüm dünyada panik havasına neden oldu. Salgında şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 243 bin can kaybı yaşandı, maalesef yaşanmaya da devam ediyor. Can kayıpları ve sağlık alanında yaşanan sorunlarla beraber salgının dünya ekonomisine etkileri de ağır oldu. Kapanan sınırlar, iptal edilen seyahatler, sonrasında kapanma kararı eklenen AVM’ler, eğlence mekânları kısaca tüm sektörler etkilendi ve dünya bu virüse hazırlıksız yakalandı. Ancak salgın süresince de küresel güç yarışındaki ABD ve Çin ekonomileri, dünya ekonomisinin biçimlenmesine yön verme çabalarını devam ettiriyor.
Kuşkusuz hiçbir ülkenin ekonomisi, tüm bunların sonuçlarından bağımsız değildir ve olmayacaktır. Yorumlar genel olarak ekonomilerin küçüleceği, daralacağı ve yeni bir biçim alacağı yönünde. Yine devletler, ulusal ve uluslararası firmalar bu süreci atlatmak kadar, geleceğe dönük arayış çabaları içerisindeler.
Daralacak, küçülecek ekonomilerin sonucu olarak gelişecek işsizlik, enflasyon, bütçe ve cari açıklar gibi hususlar, Türkiye’nin de aralarında olduğu birçok gelişmekte olan ekonomiyi ciddi etkileyecektir. Dolayısıyla en az kayıpla çıkmak, geleceğe dönük hazırlıklar yapmak kaçınılmazdır.
Bu anlamda birçok yerli ve yabancı ekonomist, ABD ve Almanya gibi büyük sanayilerin dâhi Covid-19 öncesi dönmelerini tekrar yakalayabilmelerinin en az Mayıs 2021’i bulabileceğinden bahsetmektedirler. Benzer şekilde Türkiye’de de toparlanma sürecinin uzayacağını göz önünde bulunduracak olursak, alınan ekonomik tedbirlerin (kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği ve 6 ay sonra ödemeye başlanacak krediler) başlangıçta önemli olsa da gelecek noktasında biz üreticileri umutlandırmadığını söylemek durumundayız.
Yaşanabilecek temel ekonomik sorunların yanı sıra, koronavirüs salgınından sonra işletmelerde sosyal mesafe, çalışma koşulları ve hijyene dikkat edilmesi ve kapasite gibi birçok ek tedbir ve beraberindeki sorunlar bizleri beklemektedir. Dolayısıyla üreticilerin, sanayicilerin bu konuda şimdiden tedbirler alması ve ona göre gelecek planlaması yapması gerekmektedir.
Ekonomik anlamda dengeleri alt üst eden salgın, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok sektörü olumsuz etkiledi. En çok etkilenen bu sektörlerden biri de tekstildir. Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin başında gelen hazır giyim ve tekstil sektörü 2 milyona yakın kişiyi istihdam etmektedir. Ancak, kapanan milyonlarca mağaza, iptal edilen moda haftaları ve defileler, küresel markaların 6 aylık süreçlere yayılarak üretime başlanmış ya da ham madde tedarik aşamasındaki koleksiyonlarının iptali, tedarik ve mevcut stok yönetiminde yaşanan sıkıntılar ve salgının daha birçok etkisiyle tekstil sektörü de zor bir süreçten geçmektedir.
Özellikle sezonun henüz başındayken siparişlerin iptali, üreticilerin büyük mali külfet altına girmesine, ham madde ve ürüne dair bütün sorumluluğun üreticinin omuzlarına binmesine sebep olmuştur. Tüm bunların sonucunda, yapılan araştırmalar da göstermektedir ki, mağazalara dönüşte %76 oranının üzerine çıkılamayabilir ve tekstil sektöründe dünya genelinde %20-25 civarında bir ekonomik daralma yaşanabilir.
Ancak tüm bu olumsuzluklar ve değişmesi oldukça muhtemel tüketici alışkanlıklarıyla beraber, tekstil sektörü temel ihtiyaç grubunda olup, bu ihtiyaca göre bazı tedbirler alarak salgını az hasarla atlatma potansiyeli yüksek olan bir sektördür. Bu bağlamda;
1- Hızlı üretim ve alım, hızlı moda gibi “Fast fashion” akımının hüküm süreceği ve satın alma davranışlarının yüksek oranlarla e-ticarete kayacağı, dolayısıyla dijitalleşmeye önem verip yatırım yapan firmaların hızlı aksiyon alarak şirketlerini ve müşteri ağlarını daha sağlıklı yönetebileceği,
2- Dünya genelinde sıkça duyduğumuz “sürdürülebilirlik” kavramının ekonomik sürdürülebilirlik ile başlayıp sosyo-ekolojik süreçle devam edeceği, bu bağlamda ham-madde ve ara ürün üretiminin esas alınarak öz-üretim altyapılarının oluşturulmasının gerekliliği,
3-“Talebe göre üretim” politikalarının tedbiren benimsenerek mevcut müşteri profilinin korunması ve ihtiyaca göre tekstil makinelerinin innovasyonunun gerekliliği sektör için öngörülebilecek tedbirlerdir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19 virüsüne ilişkin “pandemi” açıklamasını takiben, bizler de GÜNTİAD olarak, iletişimde bulunduğumuz bütün insanların sağlığını korumak adına salgına ilişkin edindiğimiz bilgileri düzenli paylaşıp, faaliyetlerimizi kontrollü olarak yürütmeye başladık.
Yine süreci daha sağlıklı yürütebilmek ve içinde bulunduğumuz belirsizliği yönetebilmek adına ülkemizin ve bölgemizin önde gelen kuruluşları ile görüşmelerimizi sürdürüyor, değişen şartlara hızlı adapte olabilmek için gündemi yakından takip ediyoruz.
Şimdiye kadar Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hüseyin Öztürk başta olmaz üzere, TÜRKONFED’le ve yereldeki odalarımızla, üyelerimizin iş yerlerinde ziyaret edilmesiyle ve bankaların bölge ve genel müdürlükleri ile birçok toplantı, video-konferans ve görüşme gerçekleştirerek tekstil sektöründe yapılabileceklere ve özelde bölgemize katkı sunmaya çalıştık.
Ülke genelinde tekstil sektörünün 7 bin kişilik kısmı kentimizde istihdam edilmektedir ve salgın öncesi, son birkaç yıldır da sektörün burada hızla geliştiğini belirtebiliriz.
Özellikle GÜNTİAD’ın Müşebbis Heyetinde bulunduğu Diyarbakır Tekstil İhtisas OSB Projesi hem ilgili firmalar hem de bölgedeki yoğun işsiz kitlesi için ciddi bir umut olmuştur.
Güneydoğu bölgesinin nüfusa endeksli potansiyel iş gücü, işsizlik oranı ve genç nüfus göz önüne alındığında oldukça fazladır. Diyarbakır Tekstil İhtisas OSB projesi kapsamında bölgede yapılmaya başlayan ve bir kısmı bitmek üzere olan yatırımların, ülke ve bölge ekonomisine de büyük katkıları olacağını belirtebiliriz. Amerika ve Avrupa ülkelerinin uzak doğudaki siparişlerinin büyük bir bölümünü iptal etmesi ve dolayısıyla bu üretimlerin, normalleşmeye dönüş ile birlikte, ülkemize kayma ihtimali söz konusudur. Bize düşen bu zor günleri hep birlikte el ele verip dayanışma ve sağduyu ile atlatmaya çalışmak, yatırımlarımıza devam etmek, bölgemizin ihracat ve üretim konusunda etkin rol oynamasını sağlamaktır.
Diyarbakır’da arsa spekülatörleri devrede15 Ekim 202421:10 Filistin heyetinden Diyarbakır OSB’ye ziyaret15 Ekim 202411:29 Diyarbakır’da çocuklar ve kadınlar savunma eğitimine başladı14 Ekim 202422:59 Diyarbakır firması İtalya’da görücüye çıkıyor14 Ekim 202422:11 Diyarbakır’ın önemli firması Almanya’da11 Ekim 202421:51