Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Seçim derdi bitti, ya geçim derdi?

2018’in son çeyreğinde yüzde 3 küçülen Türkiye ekonomisi, 2019’a da hiç iyi bir başlangıç yapmadı. Büyümenin öncü göstergesi sayılan sanayi üretiminde gerileme sürüyor. KDV ve ÖTV oranlarındaki indirim yılsonuna kadar uzatılmış olsa da, iç tüketimde kayda değer bir düzelme görülmüyor. Sanayiciler ayardır stoklarını eriterek ayakta durmaya çalışırken, fırsatı olanlar ihracata yüklenerek bir nebze olsun nefes […]

Seçim derdi bitti, ya geçim derdi?
  • 7 Eylül 2019 16:07

2018’in son çeyreğinde yüzde 3 küçülen Türkiye ekonomisi, 2019’a da hiç iyi bir başlangıç yapmadı. Büyümenin öncü göstergesi sayılan sanayi üretiminde gerileme sürüyor.
KDV ve ÖTV oranlarındaki indirim yılsonuna kadar uzatılmış olsa da, iç tüketimde kayda değer bir düzelme görülmüyor. Sanayiciler ayardır stoklarını eriterek ayakta durmaya çalışırken, fırsatı olanlar ihracata yüklenerek bir nebze olsun nefes almaya çalışıyor.
Enflasyon harcamalardaki düşüş ile birlikte bir miktar gerilemiş olsa da, Türkiye hala gelişmekte olan ülkeler içerisindeki en yüksek enflasyona sahip ülke konumunda. İşsizlik ise son bir yıldır sürdürdüğü artış eğilimini koruyor. Özellikle genç işsizliğinin yüzde 25’lere dayanmış olması, gelecek açısından ürkütücü bir tablo.
Sadece yabancı şirketler değil, yerli şirketler de kötü ekonomik koşullar nedeni ile soluğu yurtdışında almanın peşinde. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Türkiye’de yerleşik kişiler 2018 yılının tamamında yurt dışına 3 milyar 997 milyon dolarlık doğrudan yatırım yaptı. Böylelikle Türk şirketler tarafından yurt dışına yapılan toplam doğrudan yatırımlar bir önceki yıla göre yüzde 26 artmış oldu. Türk şirketler, son 1 yılda dünya çağında yaklaşık 50 şirket satın aldı. Bunlar içerisinde Global Yatırım Holding’in Almanya’da Dreamlines şirketini satın alması, Vestel’in ABD’de Haystack TV’yi alması, Trakya Cam’ın İtalya’da Sangalli Vetro’yu satın alması ve Alarko’nun Rusya’da Mosalarko şirketini satın alması gibi örnekler vermek mümkün. Türk şirketlerinin şirket satın almada tercih ettiği bölgeler ise AB, ABD ve Rusya ağırlıklı oldu. Yurtdışından şirket satın alma eğiliminin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülüyor.
Yalnızca şirketler değil, bireyler de birikimlerini yurtdışına taşıma eğilimi içinde. Merkez Bankası’nın Uluslararası Yatırım Pozisyonu Aralık 2018 verilerine göre, Türk vatandaşlarının yurtdışındaki hesapları bir önceki yıla göre yüzde 6 artarak 16,5 milyar dolara ulaştı. Bu da son 1 yılda Türk vatandaşlarının yurtdışında yaklaşık 1 milyar dolarlık yeni hesap açtığını gösteriyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, yurt içi ve dışı yerleşik kişilerin döviz tevdiat hesapları, 2018’de bir önceki yıla kıyasla yüzde 30,1 artarak 952 milyar 751 milyon liraya ulaştı. Bir başka deyişle, son 1 yıl içinde vatandaşların döviz hesaplarındaki miktar 220 milyar TL artmış oldu. Yani halkımız eriyen TL karşısında, dövize bel bağlamayı sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolünde olduğu artık su götürmez bir gerçek olan Merkez Bankası ise 31 Mart öncesi döviz kurlarını dizginlemek için swap piyasasında düzenlemeye gitti ve uluslararası yatırımcının Türkiye’ye ilişkin uzun vadeli planlarını zedelemiş oldu.
Tüm bu gelişmeler, ekonomideki küçülmenin 2019’un ilk çeyreğinde ve hatta ikinci çeyreğinde de süreceğini gösteriyor.
Yani demem o ki, yukarıda dile getirdiğimiz ekonomik tablo, siyaset dünyasındaki seçim gerilimi sona ermiş olsa da ayın sonunu getirmekte her gün biraz daha zorlanan milyonlar için çile çekmenin sonunun gelmediğini gösteriyor.