Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Sabahın Bir Sahibi Var, Sorarlar Bir Gün Sorarlar…

VEYSİ POLAT Üç paralık vicdanlar ve şeref sahibi Diyarbakır… Memleketin ana sorunu işsizlik ve yoksulluk olmasına rağmen gündem çok güzel saptırılıyor. Bir yanda yerel yöneticiler, diğer yanda isminin önüne”Sivil Toplum Örgütü” sıfatını almış, pratiğinde toplum adına hareket etmeyen, bürokrasinin ve gücün arkasında duran kimi elit tipler. Memleketin parası peşkeş çekilirken, çifter, üçer maaş alan memurlar, […]

Sabahın Bir Sahibi Var, Sorarlar Bir Gün Sorarlar…
  • 25 Şubat 2021 14:07

VEYSİ POLAT

Üç paralık vicdanlar ve şeref sahibi Diyarbakır…

Memleketin ana sorunu işsizlik ve yoksulluk olmasına rağmen gündem çok güzel saptırılıyor.

Bir yanda yerel yöneticiler, diğer yanda isminin önüne”Sivil Toplum Örgütü” sıfatını almış, pratiğinde toplum adına hareket etmeyen, bürokrasinin ve gücün arkasında duran kimi elit tipler.

Memleketin parası peşkeş çekilirken, çifter, üçer maaş alan memurlar, semt pazarlarında atık sebze meyveleri toplayan, işsizlikten, yoksulluktan canına kıyanlar…

Kimin umurunda!

Kent için birşeyler yapmaya çalışan görünümler vereyim, arka planda da ihaleleri cebe indireyim mantığı gittikçe yaygınlaşıyor.

Dünyanın en zengin ve en yoksul kesimlerini bir arada barındıran barametrede en dengesiz 7’nci ülkesinin Diyarbakır kentinde durum daha da vahim.

Fani cihanda ölümü, 7 metrelik kefene sarılıp toprağa anadan doğduğu gibi gireceğini bile bile iradesini teslim etmiş, başı öne eğik, el pençe duranlar var bu şerefli kentte.

Yaptıkları onursuzluğa bir de ortak arayanlar var.

Nasıl mı?

Her meslekte olduğu gibi bizim gazetecilik mesleğinde de ahlak dibe vurmuş.

Sadece kurumlar değil, özel şirketler kimi ajanslara abone oluyor, aleyhte haber yapmama karşılığında sözleşme imzalanıyor; üç kuruşa haber satılıyor.

*Heyf!

*Yazık!

“Para elin kiri dememişler” boşuna.

Bugün var yarın yoktur o kağıt parçaları.

Her şey bir yana da akşam başını yastığa koyduğunda cebindeki paranın, hesabındaki varlığın çok veya az; vicdanın rahat mı?

Ona bak!..

Diyarbakır birçok yönüyle çok enteresan bir kent.

Bir yere talip olursun, binbir vaatte bulunursun, alıp seni arzu ettiği yere getirirler sonra da ihanete başlarsın.

En başta kendine sonra da kentine…

Bir adım ötesi ikili, üçlü ilişkiler, gruplaşma ve hizipleşmeler gelir.

Bir bakmışsın başka bir dünyadasın.

En sorunlu yaklaşımların başında da yüzüne güler, arkanda bir ton laf sayar anlayışı gelir.

Bir bakmışsın samimiyet testinde kalmışsın.

Bu test öyle ehliyet sınavlarında kaldın, bir dahakine ücretini ver yeniden sınava gir gibi de değil.

Bu tablo ahlaklı, liyakatlı, donanımlı, vicdanlı, halkını, memleketini sevenleri de küstürüyor.

İyi bir şey yaptın mı, seni potansiyel tehlike olarak görüyor.

Bu tehlikeyi de emanet edilen “koltukta gözü var” diye görüyor.

Sormazlar mı adama;

Sabahın Bir Sahibi Var, Sorarlar Bir Gün Sorarlar…