HIDIR EZGİN Hangi duyguda olursa olsun okuduğu şarkılar içinde bulunduğu coğrafyadan izler taşır. Mardinli bir Süryani babanın ve Lübnanlı bir annenin kızı olarak 21 Kasım 1935 tarihinde Jabal Al Arz’da dünyaya gelen Feyruz, kim bilebilirdi ki parçalanmış, örselenmiş halkları bir araya getirecek ve bunu da müziği ile yapacak. Arap dünyasının radyo yayınlarında çok az sanatçıya […]
HIDIR EZGİN
Hangi duyguda olursa olsun okuduğu şarkılar içinde bulunduğu coğrafyadan izler taşır.
Mardinli bir Süryani babanın ve Lübnanlı bir annenin kızı olarak 21 Kasım 1935 tarihinde Jabal Al Arz’da dünyaya gelen Feyruz, kim bilebilirdi ki parçalanmış, örselenmiş halkları bir araya getirecek ve bunu da müziği ile yapacak.
Arap dünyasının radyo yayınlarında çok az sanatçıya nasip olacak şekilde sabah saatleri ona ayrılır.
Sabah kahvesi eşliğinde Feyruz dinlenir. Bu nedenle kendisine “Sabah Bülbülü” denmiştir.
Şarkılarında daha çok vatan, deniz, rüzgâr, orman, yağmur ve sevgili vardır. Ülkesinde ki savaştan müziği de etkilenmiştir.
Hiçbir şekilde ülkesini terk etmemiştir.
Beyrut şarkısı evrensel bir duyguyu, yıkımı işliyor; yaşanan acılara gözyaşı döküyor.
Coğrafyasında yaşanan problemlerin sadece Lübnan ve Beyrut’tan ibaret olmadığını biliyordu. Bu nedenle Arap – İsrail savaşından sonra Kudüs için “Çiçeklerin Şehrini” okudu.
Bütün olup bitene karşı duyarlıydı. Bu duyarlılığı müziğiyle gayet başarılı bir şekilde yapıyordu.
Ülkesindeki iç savaştan dolayı, batıdan gelen “Paris’e yerleş, Londra’ya yerleş” çağrılarına rağmen ülkesini terk etmedi.
İnsanların birbirini katletmesine etnik ve dini milliyetçiliğe karşı duran Feyruz, şarkı söylediği zaman adeta Ortadoğu’ya barış gelirdi.
Rivayete göre iç savaş esnasında Feyruz dinleyen taraflar savaşmayı bırakırmış.
Feyruz’un duruşu netti, hep onurlu davranıyordu.
Cezayir liderinin onu davet edip şarkı söylemesi isteği üzerine “Ben kişilere değil, yalnız halklara konser veririm” diyerek reddetmesi, onun halkına ne kadar bağlı olduğunu ve müziğini sadece halk için yaptığını göstermiştir.
Feyruz savaşın halkta açtığı yarayı görüyor, şarkılarıyla halkın yarasını sarıyordu.
Feyruz için asıl sevgili olan, şarkılarındaki “habibi” ülkesi ve halkıdır.
Onun sanatı; savaşın yarattığı acıyı bir şehrin bir halkın çektiği ıstırapları, aynı zamanda ülkesine barışa ve kardeşliğe olan tutkusunu anlatıyordu.
“Selam sana yüreğimin derinliklerinden ey Beyrut!
Kabul edin bu selamımı,
Ey denizler, evler ve eski denizlerin yeni yüzü çöller.
O ki benim halkımın hamurundan yoğrulmuştur, ekmeğim, şarabım, yaseminim…
Ateşin ve dumanın tadı nasıl oldu…”
Lübnan’da yaşanan trajediyi anlatıyordu, Rodrigo’nun konçertosu eşliğinde. Beyrut’a gönülden bağlılığını kadife sesiyle dile getiriyordu Baalbek in 7. sütunu Feyruz…
BU NE HAL DİYARBEKİR?12 Ocak 202522:31 Dalkıran: Tekstil 2024’te ölüm kalım savaşı verdi, 2025’ten umutluyuz10 Ocak 202516:38 Diyarbakır’da ‘serê salê’ etkinliği yapılacak9 Ocak 202521:54 Diyarbakır’da lisanslı depocular örgütlendi9 Ocak 202521:51 DTSO Başkanı Mehmet Kaya’nın acı günü, annesi vefat etti26 Aralık 202421:39