VEYSİ POLAT BİR PAZAR YAZISI… HAFTADA BİR ÇOCUKLARINA VAKİT AYIRANLARA… Bir gün hali vakti yerinde baba, işten yorgun argın eve geç gelmişti. Çocuk: Baba, bir şey sorabilir miyim? Baba: Evet. Çocuk: Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun? Baba: Bu senin işin değil. Çocuk: Babacığım lütfen, bilmek istiyorum. Baba: İlle de bilmek istiyorsan 5 bin […]
VEYSİ POLAT
BİR PAZAR YAZISI… HAFTADA BİR ÇOCUKLARINA VAKİT AYIRANLARA…
Bir gün hali vakti yerinde baba, işten yorgun argın eve geç gelmişti.
Çocuk: Baba, bir şey sorabilir miyim?
Baba: Evet.
Çocuk: Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun?
Baba: Bu senin işin değil.
Çocuk: Babacığım lütfen, bilmek istiyorum.
Baba: İlle de bilmek istiyorsan 5 bin TL.
Çocuk: Peki bana bin TL borç verir misin?
Baba: Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.
Adam sinirli sinirli “Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder” diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü;
“Belki de gerçekten lazımdı…”
Yukarı, çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı.
Yatağında olan çocuğa, “Uyuyor musun” diye sordu.
Çocuk “Hayır” diye cevap verdi.
“Al bakalım, istediğin bin TL’yi. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim” dedi.
Çocuk sevinçle haykırdı, “Teşekkürler babacığım”
Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek, “Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun? Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok” diye kızdı…
Çocuk “Param vardı ama yeterince yoktu” dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı; “İşte 5 bin TL. Senin bir saatini alabilir miyim? Yarın 1 saat erken gelebilir misin? Seninle akşam yemeğini beraber yemek istiyorum” dedi…
Bazı şeyler çok değerlidir…
Hele hele evladınsa akan sular durur.
Ama çoğu zaman anne-babalar çalışma hayatından, günlük işlerin yoğunluğundan, stresinden çocuklarına fazla zaman ayıramıyor.
İş yerindeki sorumluluklar, sorunlar, üstlendikleri görevler, günlük işler bazen ağır gelebiliyor.
Ama her şeyin bir çözümü oluyor ve yeniden işleyiş istenildiği gibi devam ediyor.
İşle ilgili sorunları iş yerinde bırakmak ve eve gelince aile bireyleriyle ilgilenmek, onlara zaman ayırmak kişiyi hem ruhsal yönden rahatlatıyor, hem de kafasını toparlamış olarak işe gitmesini sağlıyor.
İşimizi hayatımızın odak noktası yapmak da zaten doğru bir davranış değil.
Peki reelde hal böyle iken bunu tam anlamıyla yapabiliyor muyuz?
Bence çoğu zaman hayır.
Oysa çocuğunuzu anlamak onu sevmekle ve ona zaman ayırmakla başlar.
Bütün başarıların yolu da sevgidir.
Anne ve babalarımız öncelikle birbirlerinin kişilik özelliklerini, tutum ve davranışlarını çok iyi bilmelidirler.
Aile içindeki anne ve babanın birbirine vereceği sevgi çocuklarına verecekleri sevgiyle bütünleşir, aile içinde sevgi çemberini tamamlar.
Unutmayın ki çocuklarınıza verececeğiniz sevgi çemberinin parçaları sizin korkularınız, yaşam tarzınız, beklentileriniz, giyiminiz, yemek seçiminiz, konuşma şekliniz, toplum içindeki hal ve davranışlarınızdır.
Yine unutmamalıyız ki biz çocuklarımıza nasıl davranırsak, neyi öğretirsek, neyi aşılarsak onlar da büyüdüklerin de bize öyle davranacaklardır.
Yaşlandığımızda ve yardıma, ilgiye ihtiyacımız olduğunda biz onlara çocukken nasıl davrandıysak onlar da bize öyle davranacaklardır.
Çocuklarınızı sevin…
Zamlı emekli maaşları hesaplara yatmaya başladı17 Ocak 202510:52 Diyarbakır’da ağır tonajlı araçlara denetim16 Ocak 202517:37 Diyarbakır’da ücretsiz internet dönemi16 Ocak 202517:36 Diyarbakırlı sporculardan 3 branşta üst üste galibiyet16 Ocak 202517:34 Diyarbakır’da 3’üncü Halk Lokantası açıldı16 Ocak 202517:33