VEYSİ POLAT Ankara’da Heska Motorlu Araçlar San A.Ş olarak Mercedes Benz Bayiliği yapan iş insanı Hekim Toloğ, satışlarda Türkiye birincisi oldu. Hekim Toloğ’a, 2021 Yılı Kamyon Finansman Türkiye Birinciliği, 2021 Yılı En Çok Kamyon Satışı Yapan Bayi Kategorisi Türkiye Birinciliği, 2021 Yılı en Çok Filo Satışı Yapan Bayi Kategorisi Türkiye Birinciliği, 2021 Yılı En Çok Servis […]
VEYSİ POLAT
Ankara’da Heska Motorlu Araçlar San A.Ş olarak Mercedes Benz Bayiliği yapan iş insanı Hekim Toloğ, satışlarda Türkiye birincisi oldu.
Hekim Toloğ’a, 2021 Yılı Kamyon Finansman Türkiye Birinciliği, 2021 Yılı En Çok Kamyon Satışı Yapan Bayi Kategorisi Türkiye Birinciliği, 2021 Yılı en Çok Filo Satışı Yapan Bayi Kategorisi Türkiye Birinciliği, 2021 Yılı En Çok Servis Sözleşmesi Yapan Bayi Kategorisi Türkiye İkinciliği ödülleri verildi. Toloğ, bu sevincini sosyal hesaplarından şöyle paylaştı: “Geçen sene olduğu gibi 2021 yılında yine farkla Türkiye Birincisi olduk. En önemli 3 tane birincilik 2 tane de ikincilik Ödülü firmamız HESKA Moturlu araçların oldu” dedi.
HAYAT HİKAYESİNİ ABORİ’YE ANLATMIŞTI
Hekim Toloğ, daha önce Abori’ye verdiği mülakatta şunları söylemişti:
“1970 Şırnak Silopi doğumluyum. İlk ve ortaokulu Silopi’de tamamladım. Sonrasında okuyamadım. Sebepleri vardı tabii. Ailede çalışabilecek tek kişi olduğum için okulu bıraktım. 8 kardeşiz. Aileden çok güzel bir kültürle yetiştim. Ondan dolayı mutluyum aslında. Babam inşaatlarda çalışan bir işçiydi. Kendisi okuyamamıştı. O dönemde Türkçeyi bilmek, üniversiteyi bitirmek gibiydi. Bu eziklik nedeniyle, Türkçeyi öğrenmemiz için, okumamız için, elinden gelen her şeyi yaptı. Biz de büyüdükten sonra, yeter dedik. Biz de çalışalım dedik.
Sınır kapısında bir ilçedeyiz. Sınır kapılarının avantajı her zaman yüksektir. O dönem Habur Gümrük Kapısı çok aktif idi. Bu kapı üzerinden her gün 1000 araç Avrupa’dan giriş çıkış yapıyordu. Biz de burada yetiştik. Çocukluğumuzda okurken, Gümrükte hem ayakkabı boyardık, hem su satardık. Hem para kazanıyorduk, hem de dünyanın her tarafından insanları tanıma fırsatın oluyordu. Kültürleri hakkında bilgi sahibi olabiliyordun. Benim için gümrük, üç üniversiteye bedel oldu. Çünkü orada kendimi çok iyi yetiştirdiğime inanıyorum. Bir süre sonra, okul da bittikten sonra, bir basamak daha yukarı çıkarak, 16 yaşımda gümrükleme işine başladım. 10 yıldan fazla bir süre orada çalıştım. Gümrük komisyoncusu olarak çalıştım. 1. Körfez Krizi’nden sonra askere gittim. Sonrasında da otomotiv sektörüne atıldım. Aslında ticareti ben seçmedim. Ticaret beni seçti. Benim hayalimde hep, okuyup ya hukukçu ya da basın yayıncı olmak isterdim. Fakat bölgenin şartlarından dolayı bu olmadı.
Otomotiv işi, çok hareketli, heyecanlı ve stresli bir iştir. Bir günü diğer gününe uymaz. Ama keyifli tarafları da çok fazladır. Çünkü bütün sektörlerle sürekli iletişim halindesin. Bu da bana heyecan veriyor, bilgi katıyor. 97 yılından bu yana, profesyonel anlamda giriş yaptım.
İlkin Cizre’de başladım. Daha sonra 2001 yılında bırakmaya karar verdim. Ara vermek zorunda kaldım. Amcama ait bir yer idi. 2004 yılında yeniden başladım. O arada kendi işlerimizle uğraştık. 2002 yılında İstanbul’a geldim. Burada bir nakliye şirketimiz vardı. İnşaat ağırlıklı çalışıyordu. Bir arkadaşımla birlikte kurduk. Bir buçuk yıllık böyle bir tecrübem de oldu. İstanbul’da bir akşamüzeri babam ile dayım beni aradı. 2004 yılında dayım, daha sonra aile dostumuz olan çok saygı gösterdiğimiz Mücahit Can’la tanışmış. Onunla birlikte çalışabiliriz, ne diyorsun? Dedi. Yarın ilk uçakla Diyarbakır’a gel, Mücahit bey Diyarbakır’ın saygın işadamlarındandır dedi. Ben de çok mutlu oldum. Daha hiç görüşmeden, çok olumlu bir hisle Diyarbakır’a gittim. Yarım saatlik bir konuşmadan sonra, 7 milyon Euroluk yatırıma karar verdik. Çünkü referansları da kuvvetliydi ve çok kolay oldu. 2 yıl bir ortaklığımız devam etti. Sonra bana, çok yorulduğunu söyledi. Bu işi siz gençlere devretmek istiyorum dedi. Onun başarılarına biz de başarı katmak zorundaydık. Kendime ve ekibime de böyle telkinlerde bulunduk. Mücahit beyin bayrağını devraldık ve başarı ile devam etmek zorundaydık. Mercedes Benz ile görüşmelerimiz devam etti. Sonra da kısa bir süre içerisinde bayiliğimiz onaylandı ve Diyarbakır’a adım attık. Orada gerçekten iyi bir başarı elde ettik. Sonra Mercedes ile, Malatya bayiliği için istişare ettik. 2007 yılında karar verildi. 2010 yılında da Malatya’daki tesisin yapımı tamamlandı. Ekonomik kriz döneminde hiç durmadık. Yatırımlarımızı sürdürdük. 2008 yılında Malatya’nın yatırımı daha devam ederken, Erzurum’da da bayilik aldık. Önce ekibimi, sonra ailemi ikna ettim.
Mercedes, dünyanın en çok tercih edilen markası olsa da, en çok önemsediği şey, müşteri memnuniyetidir. Çalışmalarınızı sürekli takip eder. Biz 2008 yılında Salzburg’a davet edildik. Hiçbir şeyden haberim yok. Tesisin önünde bir fotoğraf çektirip göndermemi istediler. Her bayilikten istemişlerdir diye düşündüm, Diyarbakır’daki bayiinin önünde fotoğraf çektirdim ve gönderdim. Orada, dünyadan yaklaşık 3 bin bayiinin sahibinin olduğu bir ortam vardı. Türkiye ekibi olarak, en arkalarda oturuyoruz. Beni de, Mercedes ekibinin oturduğu en ön sıraya oturttular. Yanımdaki arkadaşa sordum. Bana ödül verileceğini söyledi. Çok duygulandım. Sahneye çıktılar, anons ettiler. Önce Türkiye, sonra Diyarbakır, sonra beni anons ettiler ve çektirmiş olduğum o fotoğrafı, dev ekranda gösterdiler. O fotoğrafı görünce çok duygulandım. O ringe çıkana kadar, dizlerim yardım etmedi bana. Çünkü daha önce de çok ödül almıştık, ama o ödül, uluslararası bir ödüldü ve çok anlamlıydı. 48 yıllık Mercedes firmasının Türkiye’ye verdiği ilk ödülü almak, gurur verici. Bizim bölgedeki müşteri bu ödülü getirdi. Bizim için çok büyük bir motivasyon kaynağı oldu.”
Zamlı emekli maaşları hesaplara yatmaya başladı17 Ocak 202510:52 Diyarbakır’da ağır tonajlı araçlara denetim16 Ocak 202517:37 Diyarbakır’da ücretsiz internet dönemi16 Ocak 202517:36 Diyarbakırlı sporculardan 3 branşta üst üste galibiyet16 Ocak 202517:34 Diyarbakır’da 3’üncü Halk Lokantası açıldı16 Ocak 202517:33