Menüde hep “tırşık” var; korona eksilmez yoksulun Diyar’ında… / VEYSİ POLAT

VEYSİ POLAT

Dünyada adına yeni tip koronavirüs denen Covid-19 pandemisinden bugüne kadar 590 bin kişi hayatını kaybetti.

İlk vaka Çin’de görüldü, sonra İran’a sıçradı, İtalya, İspanya, ABD derken Türkiye’nin kapısına dayandı bu illet.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın günlük açıkladığı rapora göre şu ana kadar Türkiye’de 217 bin kişi bu virüse yakalandı, 5 bin 500 kişi hayatını kaybetti.

İlk büyük dalga nüfus itibariyle ülkenin 4’te 1’ini barındıran İstanbul, vaka ve ölüm sayısında ilk sıralarda yer aldı.

Sonra diğer büyükşehirlere sıçradı.

Alınan sokağa çıkma yasakları, maske takma zorunluluğu, sosyal mesafe kuralı, toplu mekanların geçici süreliğine kapatılması, 20 yaş alrı ve 65 yaş üstüne getirilen sokağa çıkma yasağı ve hala devam eden diğer önleyici tedbirler, pandemiyi az da olsa frenledi.

Ülkenin batısında gerileyen bu illet, ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu’da “pik” yapmış durumda.

Üstelik zirveden inmiyor!..

Diyarbakır, Batman ve Şırnak en riskli yerler arasında.

Açıklanan risk haritasına bakıldığında da kentin yoksul ilçe ve semtleri “kırmızı” bölge ilan edilmiş.

Düzenli beslenmenin olmadığı, bağışıklık sistemi zayıf, fakirliğin tavan yaptığı, bir evde 10-15 kişinin kaldığı yerlerde korona cirit atıyor.

Diyarbakır’da özellikle Sur ve Bağlar’ı ele alalım.

Kentte teste giren her 100 kişiden 24’ünün virüs taşıdığı tespit ediliyor…

İl Pandemi Kurulu her ne kadar verileri açıklamasa da bu konuda AK Parti Diyarbakır eski İl Başkanı Av. Muhammed Dara Akar, reel paylaşımlarla duyarlılık oluşturmaya çalışıyor.

Paylaşılan veri ve haritada bu iki merkez ilçe kırmızı bölge olarak yer alıyor.

Yani riskin en yüksek olduğu yerler arasında Bağlar ve Sur ilçeleri geliyor.

Sur, kentin ilk yerleşim yeri. 2015’teki Hendek olaylarında yoğun göç verdi. İmkansızlıklar içerisinde boğuşan bir ilçe.

Bağlar, 400 bin nüfusuyla sadece kentin değil Türkiye’de ilk ona giren en kalabalık nüfusa sahip bir ilçe. Sur’dan göç edenler, Suriye’deki savaştan göç eden mültecilerin mekanı olmuş durumda.

Fakirlerin bir arada yaşadığı ilçe durumunda bir nevi.

Koronavirüsün kentte bu iki yoksul ilçede tavan yapması tesadüf mü?

Bence değil!

Gelir olmayınca ayda birkaç kez besin değeri yüksek gıdalar tüketiliyor. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin de en az olduğu ilçelerden biri.

Hal böyle olunca korona illeti yoksulun yakasından düşmüyor…