Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Lice’nin kaderine terk edilmiş kalesi: ENTAQ

Bir dönem nahiye olan Diyarbakır’ın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Lice İlçesi’ne bağlı Antak Mahalesi’ndeki Entaq Kalesi, bakımsızlık ve ilgisilik nedeniyle harabe halde. Kalenin üzerinde bulunan ve kiliseden camiye çevrilen yapının sadece iki duvarı ayakta kalabilmiş. Kalenin altındaki bodrum şeklindeki yapısı ise defineciler tarafından delik deşik edilmiş. Entaq, Lice-Kulp-Kocaköy ve Hazro kırsalının kesiştiği dağlık […]

Lice’nin kaderine terk edilmiş kalesi: ENTAQ
  • 12 Eylül 2020 22:37

Bir dönem nahiye olan Diyarbakır’ın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Lice İlçesi’ne bağlı Antak Mahalesi’ndeki Entaq Kalesi, bakımsızlık ve ilgisilik nedeniyle harabe halde. Kalenin üzerinde bulunan ve kiliseden camiye çevrilen yapının sadece iki duvarı ayakta kalabilmiş. Kalenin altındaki bodrum şeklindeki yapısı ise defineciler tarafından delik deşik edilmiş.

Entaq, Lice-Kulp-Kocaköy ve Hazro kırsalının kesiştiği dağlık bölge, Kayacık ile Kabakkaya köyü arasında bulunuyor. Lice kırsalını gören hakim bir dağın üzerine Roma döneminden kaldığı ve 532 yılında Bizans İmparatoru 1. Lustinianus tarafından onarıldığı belirtilen kalenin üç duvarı, definecilerin yaptığı tüm tahribata rağmen ayakta kalmaya devam ediyor. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Kenan Haspolat, Antak Kalesi’nin bölgede Entaq Kalesi olarak bilindiğini belirterek, kale ile ilgili net bilgilerin Ebu Abdullah Muhammed bin Ömerü’l Vakidi’nin yazmış olduğu kitapta yer aldığını söyledi.

Haspolat, “Kale, hicretin VII. yüzyılında Diyarbakır bölgesini fetheden İslam ordusunun başındaki komutanlardan sahabe İyaz bin Ğanem ve sahabe Halid bin Velid tarafından fethedildiği belirtiliyor. Eski Arap kaynaklarında Hetax, Silvanlı tarihçi İbnü’l-Ezrak da Hatak olarak bu kaleden söz etmişlerdir. Burada bulunan Entak şehri Mervaniler ve Artukoğulları döneminde (X.-XIII.yüzyıl) önemli bir yerleşim yeri olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

Entaq’ın tarihi köprüsü de yıkılmak üzere…

Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı’ndan (1514) dönerken kaleyi ele geçirdiğini belirten Haspolat, “Evliya Çelebi bu kaleden ‘Kale nehir kenarında yüksek bir tepe üzerinde, dört köşe taş yapılı güzel bir kaledir’ diye söz etmiştir.” dedi. Kalenin İslam ordusu tarafından nasıl fethedildiğine yönelik bilgilerin de mevcut olduğunu anlatan Haspolat, belgelere göre, sahabe Halid Bin Velid’in kaleye dağ tarafından, sahabe İyaz ben Ğanem’in ise kale kapısı tarafından kaleyi fethettiklerini belirtti. Haspolat, “Dağ tarafından kaleye girmeyi başaran büyük komutan Halid Bin Velid kale içinde şiddetli çarpışmalara girmiş. İyaz Bin Ğanem ise sarp yerden yolu izleyerek içeri girmiş, kale içindeki direnci kırmıştır. Ordu kaleyi bu şekilde almış ve müjdeli haberi Halife Hz. Ömer’e göndermişlerdir” şeklinde konuştu.