Kılıçdaroğlu “Kürt sorunu vardır” diyemedi, beklediği ilgiyi göremedi…

VEYSİ POLAT

Aylardır kurmaylarını Diyarbakır’a gönderen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iki kez ertelediği Diyarbakır ziyaretinde ne beklenen ilgiyi gördü, ne de Kürt seçmenin duymak istediği ifadeleri kullandı. 

Baş döndüren bir Kılıçdaroğlu trafiği vardı bugün.

Aslında kendisi dün akşam Ankara’dan tarifeli uçakla Diyarbakır’a geldi.

Havalimanında mazot zamlarını protesto eden bir grup çiftçi tarafından traktörlerle karşılanan Kılıçdaroğlu, güne bir otelde aralarında öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ve cezaevinde olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Selçuk Mızraklı’nın eşinin bulunduğu bir grup kadınla kahvaltı ile başladı.

Herkesle tek tek tokalaştı, kendisi konuşmaktan çok kadınları dinledi.

Daha sonra bir otel lobisinde HDP önünde eylem yapan ailelerle görüştü.

Kılıçdaroğlu’nun bir sonraki durağı tarihi Sur ilçesindeki Melikahmet Caddesi’ndeki esnaflardı.

Esnaf, zamlardan ve hayat pahalılığından dem vururken, Kılıçdaroğlu çözüm adresi olarak sandığı gösterdi.

Daha sonra Dengbêj Evi’nde dengbêjlerin stranlarını dinledi, ardından Sezai Karakoç Kültür ve Kongresi’nde partisine katılan bin 300 kişiyi temsilen 50 kişiye CHP rozeti taktı.

Buradaki konuşmasında ana gündem zamlar ve ekonomik zorunlar olsa da, araya “Bu kente helalleşmeye geldim, helalleşmek yüzleşmektir”, “Diyarbakır zindanındaki işkenceleri unutulmadı”, “Roboski’de ölenlerin aileleri ile helalleşmek lazım” sözlerini sıkıştırdı.

“Kürt sorunu vardır” ifadesini kullanmadan siyasetçi kurnazlığıyla topu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a attı:

“Kürt sorunu yoktur diyor Cumhurbaşkanı, ona göre yok. Vatandaşa sor bakalım, var mı yok mu? Soracaksın, çözeceksin. Sorunu yaşayanı dinlemeden sorunu çözemezsin.”

Bu cümlenin sonrası HDP’nin dışlanıp 6 partinin açıkladığı deklarasyondaki maddeler vardı.

Seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi ve güçlendirilmiş parlamenter sistem.

Buradaki toplantı sonrası Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK’lar Buluşması’nın da vasat geçtiğini söylemek mümkün.

Buradaki ana gündem de ekonomiydi.

Kentin tek gündemi tarım ve enerji sorunuymuş gibi “Diyarbakır karpuzu varken ithal karpuz olmayacak iktidarımızda, güneş enerjisi panelleri kuracağız” söylemi ise katılımcıların beklentilerinin oldukça altında olan söylemlerdi.

Toplantıyı terk eden birkaç katılımcının iki çift lafıyla noktalayalım bu vasat geziyi:

“Bu kentin gündemi ne karpuz ne de GES projeleridir…”