Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Kendi memleketinde mülteci olmak, biçare kalmak…

Vicdanını satılığa çıkarıp kiracı avına çıkmış beş kuruş etmeyen insan tipi türemiş bu diyarda. Diyarbakır’ın müteahhitleri; insanlarınız evsiz iken rahat uyuyabiliyor musunuz? Veysi Polat Her insanın yaşamında biçare olduğu anlar vardır. Mesela ölüm bunların en başında gelir. Deprem, insan eliyle değildir. Sel yine öyle… Kar, çığ yine öyle… Sadece doğa değil, insan eliyle olan felaketler […]

Kendi memleketinde mülteci olmak, biçare kalmak…
  • 21 Şubat 2023 22:09

Vicdanını satılığa çıkarıp kiracı avına çıkmış beş kuruş etmeyen insan tipi türemiş bu diyarda. Diyarbakır’ın müteahhitleri; insanlarınız evsiz iken rahat uyuyabiliyor musunuz?

Veysi Polat

Her insanın yaşamında biçare olduğu anlar vardır.
Mesela ölüm bunların en başında gelir.
Deprem, insan eliyle değildir.
Sel yine öyle…
Kar, çığ yine öyle…
Sadece doğa değil, insan eliyle olan felaketler de vardır.
Savaş gibi mesela… Sonu, bomba, katliam, göç, ölümdür yine…
Viraneyiz yine bugünlerde…
Ölmekten de beter durumdayız.
6 Şubat’ta yer yüzünü halı silkelercesine yıkıma uğrattı deprem.
Adıyaman, Maraş, Hatay yerle bir, diğer sekiz kent yaralı halde…
Diyarbakır’dayız, halkın dilinden söz edelim.
Bir çoğu göçber şimdi.
200 bin kişi kenti terk etmiş.
Kafası kendi yastığında değil!
Çocuğuna, eşine, sevdiklerine sarılıp uyuyamıyor.
Evinde kahvaltı yapamıyor, misafir ağırlayamıyor.
Sokaktalar…
Çaresiz, kendi kaderine terkedilmiş durumdalar.
Her ne kadar ilgili görünse de kimse dostuna, yakınına el uzatamıyor.
Sorununa çare olamıyor.
En büyük sorun şu an barınma.
Vicdanını satılığa çıkarıp kiracı avına çıkmış beş kuruş etmeyen insan tipi türemiş bu diyarda.
İş insanlarımız nerede?
Kendini memleketin sahibi gibi görenleri ilk gün gördük, sonra ortadan kayboldular.
Bir kısmını istisna tutuyorum.
Onlar, iki çorbayı bir reklama fit etmeden bu kentin çimentoları olmaya devam ediyorlar.
Onlar devam ettiği için umutlarımız hep diri.
Evet, çok büyük bir deprem yaşadık.
Geçmişte de yaşadık.
İzmit, Erzincan, Elazığ depremlerini de gördük.
Evleri yıkılanlar, hasarlı diye evine giremeyenlerin en çok ihtiyacı olduğu dönemler sonra ki zamanlar.
Ne yapacak bu insanlar?
Nereye gidecekler?
Şehitlik semtinde, Huzurevleri semtinde, Bağlar’da ayda 3 bin liraya geçinen, 8 bin liraya nasıl kiraya gitsin şimdi?
Buna bir çare lazım.
Peki ya Diyarbakır’ın müteahhitleri; siz neredesiniz?
Allah hayrınızı kabul etsin, ilk gün yemek verdiniz, iş makinelerini deprem bölgelerine gönderdiniz.
Bin kere razı olsun Allah sizden.
Aynı havayı teneffüs ettiğiniz kentte insanlarınız evsiz iken rahat uyuyabiliyor musunuz?
Çocuklarına sarılamayan anne ve babalar sokakta iken çocuklarınızı sevebiliyor musunuz?
Kimse sizden evlerinizi bedavaya verin de demiyor.
Geçiş sürecinde iken en azından bir yıllığına makul fiyatta insanlarınıza evlerinizi kiraya verseniz kıyamet mi kopar?
Fay hatlarında zaten kıyamet kopacağı kadar koptu.
İnsanlar kefensiz gömülürken, malı mülkü öbür dünyaya götürmeyi mi düşünüyorsunuz yoksa?
Memleketinize, insanlarınıza esas sahip çıkma günü bugündür…