VEYSİ POLAT Sabah sabah annemin telefonuyla uyanıyorum. Ağlamaklı ses tonu ürkütüyor. Ölüm yok, kaza yok, bela yok. Şükür diyorum… “Dayının evine hırsız girmiş, kapıyı, kapıları çalmışlar…” İskenderpaşa Mahallesi, Azizoğlu Sokak’taki iki katlı evin önündeyim. Çocukluk ve gençlik arası dönemimin geçtiği mekan… Bina altında rahmetli Fettah dedemin bakkal dükkanı vardı. O günlere gidiyorum… Bisküvi arası lokum […]
VEYSİ POLAT
Sabah sabah annemin telefonuyla uyanıyorum.
Ağlamaklı ses tonu ürkütüyor.
Ölüm yok, kaza yok, bela yok.
Şükür diyorum…
“Dayının evine hırsız girmiş, kapıyı, kapıları çalmışlar…”
İskenderpaşa Mahallesi, Azizoğlu Sokak’taki iki katlı evin önündeyim.
Çocukluk ve gençlik arası dönemimin geçtiği mekan…
Bina altında rahmetli Fettah dedemin bakkal dükkanı vardı.
O günlere gidiyorum…
Bisküvi arası lokum ve gofret ikramları aklıma geliyor.
Göremediği iki dağ gibi evladının sevgisiydi belki de…
Bir trafik kazasında kaybettik kendisini.
Yıl 1990’dı.
Oğlu Baki, 1980 darbesi sonrası “kayıp”tı, halen “kayıp”!
Diğer oğlu Hafız, 1984 yılında cezaevine girmiş, tahliyesine bir yıl kala da vefat etmişti.
Babamın vefatı o döneme denk geldi.
Hal öyle olunca cezaevinden gelen Hafız dayımın isteğini kıramadık.
Bir dönem her çocuğun en büyük keyfi olan bisküvi arası lokumları yediğim dükkanın bulunduğu iki katlı evdeydim.
Dedemden sonra anneannem tek başına işletemedi dükkanı.
Devraldık, bize göre değilmiş deyip kısa sürede kapattık.
Sonra en büyük buluşma geldi.
Hasret sona erdi.
Ailemizin kahraman gözüyle baktığı bir cengaverdi Hafız dayım.
Zekası, heybetli duruşu, cesur kalemiyle kahramanımızdı.
Her sabah artık Özgür Gündem için yola koyulurduk.
Erken kalkan kapıda beklerdi.
8 Haziran 1992’de aramızdan aldılar.
Katlettiler…
Yıllar geçti, anneanne de vefat etti.
Herkes bir yuvaya dağıldı.
Geriye iki katlı yapı ve nice acılara tanıklık yapmış kapısı kaldı.
İşte o kapı önceki gün sabaha karşı çalındı.
Kadir İnanır’ın başrolde oynadığı bir Süryani ailenin dramını konu eden “Kapı” filmi geldi aklıma.
O kapı, Hafız’ın son dokunduğu kapıydı.
O kapı, Baki’nin evden ayrılırken dokunduğu son kapıydı.
O kapı, anneannemin bir yıl boyunca tanıklık ettiğim her zil çalışında pencereden “Baki mi geldi” diye baktığı kapıydı.
O kapı artık yok!
Kızgın, öfkeli ve hüzünlüyüz.
Giden demir parçasına değil, nice acılara tanıklık eden bir manevi değerin gitmesinden.
Annem, bir umutla hurdacılarda o kapıyı arıyor şimdi.
Tıpkı Kadir İnanır gibi…
Zamlı emekli maaşları hesaplara yatmaya başladı17 Ocak 202510:52 Diyarbakır’da ağır tonajlı araçlara denetim16 Ocak 202517:37 Diyarbakır’da ücretsiz internet dönemi16 Ocak 202517:36 Diyarbakırlı sporculardan 3 branşta üst üste galibiyet16 Ocak 202517:34 Diyarbakır’da 3’üncü Halk Lokantası açıldı16 Ocak 202517:33