
VEYSİ POLAT Tarih, utanç duvarlarının yapılışını da yıkılışını da ayrı ayrı yazdı sayfalarına. O dönemi yaşayan bilir, bilmeyen de mutlaka okumuştur. Almanya, 1961 yılında Doğu Almanya ‘da bulunanların Batı Berlin’e kaçmalarını önlemek amacıyla ördüğü Berlin Duvarı’nın utancına 30 yıl dayanabilmişti sadece. Almanya bu duvarı 1991’de yıktı ancak dünyanın birçok ülkesinde yeni duvarlar örüldü. ABD, kaçak […]
VEYSİ POLAT
Tarih, utanç duvarlarının yapılışını da yıkılışını da ayrı ayrı yazdı sayfalarına. O dönemi yaşayan bilir, bilmeyen de mutlaka okumuştur.
Almanya, 1961 yılında Doğu Almanya ‘da bulunanların Batı Berlin’e kaçmalarını önlemek amacıyla ördüğü Berlin Duvarı’nın utancına 30 yıl dayanabilmişti sadece.
Almanya bu duvarı 1991’de yıktı ancak dünyanın birçok ülkesinde yeni duvarlar örüldü. ABD, kaçak geçişleri bahane edip Meksika’yı, İsrail, “terörü” gerekçe gösterip Filistin’i, Kıbrıs Yeşil Bölge’yi, Türkiye, Suriye sınırını, Kuzey ve Güney Kore Duvarı, Fas Duvarı derken karşımıza TCDD çıktı.
Devlet Demir Yolları 5. Bölge Müdürlüğü, Diyarbakır’ın merkez Sur ve Yenişehir ilçeleri ile Bağlar ve Kayapınar ilçeleri bağlantısını kesecek bir duvar örmeye başladı.
1935 yılında ilk faaliyete konulan demiryolu hattı güzergahının çevresi beton bloklar ve jiletli tellerle kapatılıyor.
İhale şartnamesine göre kent merkezini başından sonuna kadar ikiye bölen tren hattının her iki yanına 50 cm yüksekliğinde beton duvar, üzerine 180 cm yüksekliğinde panel çit ve 50 cm yüksekliğinde jiletli tel yapılması planlanıyor.
Peki kime sordunuz?
Hangi STK’nın görüş ve önerisini aldınız?
Bu kararı alırken kentin sosyal ve ekonomik durumunu hiç düşünmediniz mi?
Bu duvar kentte yarar getirmez zararı da çok büyük olur.
Nasıl mı?
Bu sorunun cevabını dün kentteki 21 STK yönetimi açık açık şöyle yazdı:
“İhale kentin son yıllarda gerçekleştirilen bütüncül gelişmelerine dikkat edilmeden ve bugüne kadar uygulanan kent dinamikleri ile paylaşım iradesine başvurulmadan gerçekleştirilmiştir.
Bu çerçevede değerlendirdiğimizde, yapılan bu proje ile kentin; eğitim, sosyal, psikolojik ve ekonomik yaşamı ile yaşam kalitesi gözden ırak tutulmuştur.
İdari kurumların kente dair bir planlama yaparken teknolojik, bilimsel verileri sosyal verilerle birleştirip analizler yaparak, insanı esas alan projeler geliştirmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Maalesef Cumhuriyetin ilk dönemlerine ait bir raylı sistemimiz, hala değiştirilmeyen bir kara tren ile devlet demir yolları bu kentte çalışmaları yürütmektedir. Yine kentin tam merkezinde kalan bu sistem cumhuriyetin ilk dönemlerinden bu yana hiç revize edilmemiştir ve şehir merkezinde gürültü kirliliğine sebep olmaktadır.
Bu proje ile şehir baştan sona ikiye bölünmekte ve kentin sorunlarına bir yenisi daha eklenmektedir.
İlgili proje bütünüyle ele alındığında, raylı sistemin etrafında planlanan ve ihalesi yapılan bu korkulukların fen, sanat ve sosyal hayat gibi olguları dikkate almadan yapıldığı görülmektedir.
Yayalar, hayvanlar, araçlar gibi kentin temel unsurları için hiçbir geçişin gözetilmediği ve bununla ilgili herhangi bir önlemin de alınmadığı görülmektedir.
Çalışmayla ilgili görüştüğümüz yetkililerin dile getirdikleri sorunlar, sundukları raporlar, alanda yaptığımız keşifler ve teknik değerlendirmeler sonucunda; bütün karar ve uygulamaların bilim ve teknikten yoksun, herhangi bir ÇED raporu olmaksızın hazırlandığı görülmektedir.
Kamu yararı ilkesinin hiçbir surette gözetilmediği değerlendirilmektedir.
Uygulamasına geçilmiş projede yukarıda sayılan hiçbir asgari önlem alınmamıştır.
Ayrıca,
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum göz önünde bulundurulduğunda, milyonlarca liralık yatırımın izlenen yöntem itibariyle yerinde olmadığı ve toplumu son derece rahatsız edeceği düşünülmektedir.
Bu projenin Diyarbakır halkına hiçbir fayda sağlamayacağını ve halkın yaşam kalitesine olumsuz yönde etki yapacağını düşünmekteyiz.
Nitekim yetkililer ile yaptığımız toplantılarda, bahsettiğimiz konuların göz önünde bulundurulmadığı anlaşılmış ve bu eksikliklerin ne zaman ve ne şekilde giderileceğine dair herhangi bir işarete şahit olunamamıştır.
Bu nedenle, kent için çok önemli olan ve yaşamın her alanını ilgilendiren, başta yaya ulaşımı olmak üzere, kent dokusuna, ekonomiye, doğaya, toplum ilişkilerine vb. birçok konuya etki edecek bu uygulamanın çok basit ve dar bir çerçevede ele alındığını düşünmekteyiz.
Bütün bu tespitler sonucunda projenin bilimsel ve teknik yeterlilikten, toplumcu olmaktan ve kamu yararından bu kadar uzak düzenlenmesi bizleri rahatsız etmektedir.
Bu çalışma hakkında kentin dinamikleri ile beraber yapılabileceğine inandığımız çözüm önerileri şunlardır:
Diyarbakır var olduğu günden bugüne kadar tarihin her döneminde insanlığın izlerini biriktirmiş ve günümüze kadar eşsiz değerde miras ve hafıza bırakmıştır. Bu mirasa sahip çıkmak, korumak ve geleceğe taşımak bu kentte yaşayan, misafir olan veya görevle gelen her bireyin olduğu gibi bütün kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri ve toplum dinamiklerinin sorumluluğudur.
Bu minvalde, biz aşağıda imzası bulunan Sivil Toplum Örgütleri olarak; bu projenin yukarıda saydığımız sorun ve öneriler dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesini ve yeni bir planın şehrin bu güne kadarki gelişimine uyum sağlayacak şekilde tasarlanıp uygulamaya konulmasını bütün kalbimizle inanarak destekliyoruz.
Kentin gelişimini engelleyecek, hatalı ve değersiz gelişmelere sebep olacak uygulamalardan vazgeçilmemesi halinde, hukuki haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz.”
“Bu hamur daha çok kaldırır” misali, kent halkı henüz yolun başındayken yanlış karardan bir an evvel dönülmesini arzu ediyor.
Diyarbakır’da çiftçiler şokta!17 Mayıs 202523:47 Diyarbakır’da 12 yıllık kan davası barışla sonuçlandı17 Mayıs 202523:46 DBB Başkanı Bucak: Kürtler barış talebinde net17 Mayıs 202523:45 Amedspor’da olağanüstü kongre kararı17 Mayıs 202523:43 Diyarbakır Lice’de bulunan kemikler incelemeye alındı17 Mayıs 202523:42