Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Diyarbakır’ı “çiftlikbank”a çevirdiler!

VEYSİ POLAT “Bazı kimseler o kadar kutsallaştırılıyor ki zaafları ve eksiklikleri hiç kimse tarafından görünmüyor.” (Ali Şeriati) 2022’ye girerken, bembeyaz bir sayfa temennisinde bulundu herkes. Yeni yıl, huzur, refah, barış, sağlık, mutluluk, bereket getirsin diye dualar edildi, temenniler dile getirildi. Kötülükler gitsin, iyilikler gelsin dedik herkes gibi. Ama bu iyi niyet ve temennilerden eser yok! […]

Diyarbakır’ı “çiftlikbank”a çevirdiler!
  • 3 Ocak 2022 14:41

VEYSİ POLAT

“Bazı kimseler o kadar kutsallaştırılıyor ki zaafları ve eksiklikleri hiç kimse tarafından görünmüyor.” (Ali Şeriati)

2022’ye girerken, bembeyaz bir sayfa temennisinde bulundu herkes.

Yeni yıl, huzur, refah, barış, sağlık, mutluluk, bereket getirsin diye dualar edildi, temenniler dile getirildi.

Kötülükler gitsin, iyilikler gelsin dedik herkes gibi.

Ama bu iyi niyet ve temennilerden eser yok!

Tasımız aynı hamamımız aynı…

Daha önce defalarca yazdık, anlattık;

Kişinin makamla sınanması ağır imtihanlardan biridir.

Makam düşkünlüğü öyle sinsi bir hastalıktır ki kibir, tamah ve hırs gibi pek çok kötü sıfata kaynaklık eder.

Daha mükemmel yiyip içme, daha güzel giyinip kuşanma, daha lüks arabalara binme, herkesin gidemeyeceği meclislerde bulunma, konuştuğu zaman sözünü dinletme, emir verdiği zaman “baş üstüne” dedirtebilme hırs ve arzusu insana makamı cazip gösterir.

Makam, oturduğu koltuğu hak etmeyenler için bir kibir, çıkar ve zulüm aracına dönüşür.

Memlekette hem kamuda hem de sivil kurumlarda har vurup harman savurmak gelenek haline geldi.

Oysa bunun TCK’da, insan vicdanında, inandığı dinde karşılığı suçtur ve günahtır.

Yakın zamanda Bağlar Milli Eğitim İlçe Müdürü’nün 2015-2016’da taşımalı eğitim ihalesinde kamuyu 2 milyon 317 bin 762 TL zarara uğrattığı tespit edildi. Tespiti yapan da Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri.

Yine Maliye müfettişleri, Büyükşehir Belediyesi’nde eski dönem kayyumu zamanında kurumu milyonlarca lira zarara uğrattığı ve usulsüzlükler yaptığını tespit etti.

Konu yargıda olduğu çok detaylarına girmeyeceğim.

Peki ya Sivil Toplum Örgütü veya yarı resmi STK’larda denetimi kim yapıyor?

Kimi STK’ların üyelerinden aldığı aidat, bir takım destek kurumlarından veya Avrupa Birliği’nden proje adı altında alınan paralarla neler yapılıyor?

Kentin, sektörlerin, emekçilerin lehine taahhüt edilen adımlar gerçekten atılıyor mu?

Projenin tanıtımını yap, basına ve sosyal hesaplardan servis et; işi yaptım diye de bankadan gelen parayla gününü gün et.

Çalıştırdığın emekçinin parasını projeye döviz olarak göster ama bankadan çekip getirdiği parayı ondan geri al!

Ayıptır ayıp…

Vakti zamanında yine defalarca yazdık, ettik.

Toplum nezdinde karşılığı olanlar, insani ve ticari ahlakı ile örnek teşkil edebilecek ehil kişiler bu makamlarda olmazsa memleket ihanete uğruyor.

İhanet, sadece bir kişiyi yüzüstü bırakmak veya asılsız suçlamalarla zan altında bırakmak değildir.

Üstlendiği görevi yapmıyorsa, hele hele sorumlu olduğu onlarca, yüzlerce ve hatta binlerce üyesinin lehine görevini yapmıyorsa bu suçtur ve de vicdansızlıktır.

Bir de kişisel çıkarlarına kurumları alet eden, karşı karşıya getiren, kurumun imkanlarını kendi çıkarları doğrultusunda kullananlar var ki onların yatacak yeri yok!

Nasıl mı?

Basının gücü cezb edici olsa gerek ki bu dönemde moda haline geldi kendini haberleştirmek.

X yayın organını abone et, manşet yaptırmak için ilan ver, daha sonra kendini, işletmeni, aileni, yakın çevreni manşete taşı.

Kendi öz imkanla yapılmışsa buna kimse bir şey diyemez.

Dense dense gazeteciye “parayla manşet mi olur” lafı edilir.

Diğer taraftan baksan başka bir tutarsızlık!

Burada ise kurumlara duyduğum saygıdan dolayı detaya ve donelere girmeyeceğim.

Son söz;

Aslı bozuk olana hangi makamı verirsen ver hayırlı bir netice çıkmaz.

İnsanın aynası işidir, amelidir, yaptığına bakılır.

İnsan için iki şey var.

Söz ve iş,

Hal ve kal.

Bir de makamda tutunmak için kendi kişiliğinden feragat edenler var.

Yıkılmaz, savrulmaz sandığı güce boyun eğenler, alnınız secdeye, kafanız yastığa değdiğinde vicdanınızın sesine kulak verin.

İnandığınız değerler sizi Hakk yoluna getirecektir.

Saygılarımla