Dr. Selahattin Oğuz (Batman Tabip Odası Başkanı) İlk olarak 2019 yılı Aralık ayının sonunda Çin’in Hubai bölgesinin Wuhan şehrinde nedeni bilinmeyen bir viral pnömoni olarak tanımlanan, daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemi olarak ilan ettiği Covid-19 enfeksiyonun yol açtığı salgın; dünyada milyarlarca insanın sağlığını ve sosyo-ekonomik yaşamını etkilemeye […]
Dr. Selahattin Oğuz
(Batman Tabip Odası Başkanı)
İlk olarak 2019 yılı Aralık ayının sonunda Çin’in Hubai bölgesinin Wuhan şehrinde nedeni bilinmeyen bir viral pnömoni olarak tanımlanan, daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemi olarak ilan ettiği Covid-19 enfeksiyonun yol açtığı salgın; dünyada milyarlarca insanın sağlığını ve sosyo-ekonomik yaşamını etkilemeye devam ediyor.
Türkiye’deki ilk tespit edilen Covid-19 vakası, Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart 2020’de açıklandı. İlimiz Batman’da ise ilk vaka tahminen 11 Mart’tan yaklaşık 10 gün sonra tespit edilmiş oldu. Pandeminin ilk günlerinde illere ait veriler Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmadığı için Batman’da ilk vakanın görüldüğü tarihi maalesef tahmini olarak ifade etmek durumunda kalıyoruz.
Batman Tabip Odası olarak daha pandeminin başlangıcından itibaren hem toplumun hem de sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasına yönelik önerilerimizi, yine düşük gelir düzeyine sahip ailelere, dezavantajlı toplum kesimlerine yönelik sosyal devlet anlayışıyla ekonomik /sosyal tüm yaşamsal ihtiyaçlarının tereddütsüz karşılanması gerektiğine dair kaygılarımızı ısrarla dile getirdik.
Böylesine pandemi süreçlerinde sağlık çalışanları ve toplumun elbette ki sorumluluklarının olduğunu ama asıl sorumluluğun süreci yöneten karar mercilerinde olduğunu ve bu anlamda da karar vericilerin sorumluluklarının bilinci içinde popülist kaygılardan uzak süreci yönetmeleri gerektiğini sürekli hatırlattık.
Yine bu süreçte birçok ilde olduğu gibi Batman’da da oluşturulan İl Pandemi Kurulu’na Batman Tabip Odası olarak davet edilmedik. Halbuki böylesi bir salgın ile mücadelede ilin seçilmiş sağlık meslek ve emek örgütlerinin temsilcilerinin bu kurula davet edilmesi, demokratik işleyiş, şeffaflık, toplum ile kurulacak güven ilişkisi ve böylesine toplumun sağlığını ilgilendiren bir konuda sunacağımız katkı açısından da önemliydi.
Batman Tabip Odası olarak her ne kadar bu kurullarda yer almıyor olsak da bu sürecin hem sağlık çalışanlarının sağlığı hem de toplum sağlığı adına bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle görüş ve önerilerimizi; basın, yayın ve sosyal medya aracılığıyla, sahada çalışan sağlık çalışanlarıyla kurduğumuz ilişkiyle, yerel sağlık idarecileriyle kurmaya çalıştığımız iletişim ile paylaşmaya çalışıyor ve sürecin içinde olmaya devam ediyoruz.
Sağlık Bakanlığı, pandemi ile ilgili epidemiyolojik verileri yayınlamaktan kaçındığından (olası ve kuşkulu olguların ve ölümlerin sayıları ve dağılımları; doğrulanmış olguların ve ölümlerin illere/ilçelere, yaş gruplarına, cinsiyete, hastalık bulgularına, risk gruplarına, sosyal sınıflara göre dağılımı, illere ve ilçelere göre temel üreme katsayısı ve zaman içerisindeki değişimi vb.), hem Türkiye geneline dair hem de ve ilimiz ile ilgili değerlendirmelerimiz çok sınırlı kalmaktadır.
Elbette ki Batman’da ilk günden beri günlük test ve vaka sayısı yukarda ifade ettiğimiz gibi şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmış olsaydı ilimizdeki pandeminin seyrine dair hem daha bilimsel analizler yapabilme hem de sürece daha fazla katkı sunma şansımız olabilirdi.
Pandeminin başında maalesef testler Batman’ da yapılmadığı için alınan numuneler Ankara’ya gönderiliyordu. Bu da hem az test yapılmasına hem de tanıda ciddi bir gecikmeye yol açıyordu. Daha sonraları alınan numuneler bir süreliğine Diyarbakır’ a gönderilmeye başlandı.
Testlerin Batman ‘da yapılmaya başlanması ile daha önceki dönemlere göre test sayısında bir artış olduğu görüldü. Ve test sayısının artmasıyla beraber tespit edilen vaka sayıları da artış göstermeye başladı. Bu anlamda salgının başında önerdiğimiz testlerin sayılarının ve merkezlerinin arttırılmasına yönelik önerilerimizin de ne kadar yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Batman İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada Batman’ da günlük 400 test yapabilme kapasitesinin olduğu ifade edilmiş olmakla beraber son günlerde Batman’ da vaka sayıları artış gösteriyorken bu test kapasitesinin çok altında günlük test yapıldığını maalesef basından takip ediyor ve bunun gerekçesini anlamakta güçlük çekiyoruz.
Tespit edilmeyen her vakanın hem kendisi hem de toplum açısından risk taşıdığı bilinen bir gerçek. Bu anlamda sağlık sisteminin her vakayı tespit edebilme, izole edebilme, tedavi edebilme, her temaslı kişiyi izleyebilme ve karantinaya alabilmenin yöntemi de elbette ki yaygın test yapmaktan geçtiği unutulmamalıdır.
Batman’ da 26 Mayıs günü yapılan resmi açıklamada pcr testi pozitif vaka sayısı 534 olarak açıklandı. Yine İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 9 Haziran günü yapılan açıklamada Batman’daki mevcut vaka sayısı 800 civarı olarak paylaşıldı. 11 Haziran günü yerel basında son üç günün vaka sayısı 101 ve 3 günlük yapılan test sayısı ise 398 olarak açıklandı. Bu kadar fazla yeni vaka tespit ediliyorken 3 günde bile mevcut test kapasitesine ulaşılmamış olmasının gerekçesi kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.
Yine bu pandemi sürecinin en riskli meslek grubu olarak 1.basamak, ikinci basamak kamu /özel tüm sağlık kuruluşlarında büyük bir özveriyle ve fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının da düzenli periyotlarla testleri yapılmamaktadır. Batman ‘da 27 Mayıs itibariyle ulaşabildiğimiz kadarıyla 20 sağlık çalışanının test sonucu pozitif iken, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 9 Haziran günü yapılan açıklamada ise Batman’da pozitif sağlık çalışanı 40 olarak belirtilmiştir. Pozitif sağlık çalışanı sayısının da son günlerde büyük bir artış gösterdiği görülebilmektedir.
DSÖ hangi strateji uygulanırsa uygulansın sağlık çalışanlarının desteklenmesi ve korunmasının hem pandemiye yanıt hem de olağan sağlık hizmetlerinin yürütülmesi açısından çok gerekli olduğunu, sağlık çalışanlarının koruyucu donanım kullanmaya devam etmesi gerektiğini belirterek, vakaların artma olasılığına karşılık hastanelerin hazırlıklı olmasını tavsiye ediyor. Toplum sağlığını korumanın sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasıyla mümkün olabileceği unutulmadan sağlık çalışanlarının nitelikli ve eksiksiz kişisel koruyucu ekipmanları başta olmak üzere tüm çalışma şartlarının pandemiye uygun düzenlenmesi gerektiğini de hatırlatmak gerekiyor.
Ayrıca sahada çalışan sağlık çalışanlarından aldığımız bilgiler de son günlerde ilimizde Covid-19 şüphesiyle sağlık kuruluşlarına çok sayıda başvuru olduğu, yine hem yoğun bakımlarda hem de servislerde Covid-19 tanısı ile yatırılan hastaların sayısında ciddi artış olduğu yönünde.
Sağlık Bakanlığı sadece pcr testi pozitif vakaları kabul ettiğinden dolayı ilimizdeki veriler de pcr pozitif vakalar. Ama klinik, radyolojik ve öykü Covid-19 ile uyumlu olmasına rağmen pcr negatif olan vakalar buna dahil değildir. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılmış herhangi bir veri de bulunmamaktadır. Halbuki DSÖ’nün pcr negatif fakat klinik, radyolojik ve öyküsü Covid-19 ile uyumlu olası vaka kapsamındakilerin de paylaşılması ile ilgili ülkelere yönelik çağrısı oldu.
Verilerin paylaşımı adına olabildiğince şeffaflıktan uzak, toplum katılımının sağlanmamış olması adına da antidemokratik bir pandemi yönetim süreci ile karşı karşıyayız.
1 Haziran itibariyle açıklanan ve adına normalleşme denilen yeniden açılma sürecinin popülizmden uzak, epidemiyoloji bilimine uygun ve toplum sağlığını önceleyen yaklaşımın esas alınması gerektiğine dair uyarılar, hem merkezi örgütümüz TTB hem de yerelden yana meslek örgütü temsilcileri olarak bizler tarafından ısrarla vurgulanmasına rağmen yine merkezi bir yaklaşımla ve tüm illerde başlatılan bir normalleşme süreci ile karşı karşıya kaldık.
Halbuki tüm illerin hem salgının gelişim seyri hem de illerin/ bölgelerin sosyal/kültürel/ekonomik farklılıkları göz önünde bulundurularak kararların yerellerden ve demokratik kurullarca alınması gerekirdi. Batman’da bayram öncesi yapılan resmi açıklamalardan da görüldüğü kadarıyla günlük yeni tanı konulan vaka sayıları 10’ un altına düşmüş ama yeni tanı konulan vakaların hala olduğu, toplumun büyük kesiminin henüz bu enfeksiyona duyarlı olduğu, Covid-19’un yayılma hızı göz önüne alındığında tedbirlere sıkıca devem edilmesi, toplumun rehavete kapılmaması ve yanlış bir algının olmaması adına sürecin yönetilmesinin uygun olacağı idi. Bazı illerin verilerinin görece düşmüş ve salgının kontrol altına alınmış olduğu algısının tüm iller için aslında geçerli olmadığı ve her ilin kendi özgünlüğü içinde salgın ile mücadele edilmesi gerektiğini de vurgulamak gerekiyor.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda adına normalleşme denilen yeniden açılma sürecinin Batman açısından erken bir adım olduğu, yerel idarecilerin toplum sağlığını önceleyerek inisiyatif almalarının gerektiği, her ne kadar Sağlık Bakanlığı tarafından toplumun bağışıklık durumuna yönelik henüz kamuoyuyla paylaşılmış bir bilimsel veri olmazsa da mevcut görülen durum toplumun büyük bir çoğunluğunun halen bu enfeksiyona duyarlı olduğunu, bunun için de önerilen bilimsel koruyucu önlemlere uymak anlamında fizik mesafe, hijyen ve temin edebilirlerse uygun maske kullanımı başta olmak üzere bulaştırıcılığı engelleyecek tedbirlere titizlikle uymalarının önemli olduğunu vurgulayarak bitirmek isterim.
Ticaret Bakanı: Mobilya ihracatı 4,5 milyar dolara ulaştı21 Ocak 202514:54 Sigortalı çalışan sayısı yükseldi, inşaat zirvede21 Ocak 202514:52 Tarımda yaş ortalaması artıyor21 Ocak 202514:50 Diyarbakır’da gençler için önemli proje20 Ocak 202515:23 Zamlı emekli maaşları hesaplara yatmaya başladı17 Ocak 202510:52