VEYSİ POLAT Merkezi Ankara’da bulunan Angora Company şirketinin sahibi olan Kürt iş kadını Muazzez Baktaş, baba mesleği olan inşaat sektöründe başarıdan başarıya imza atıyor. Uzun süreden beri belediyelerin bakım onarım projelerini hayata geçirdiklerini anlatan Baktaş, şirketin uluslar arası alanda da faaliyet gösterdiğini söyledi. Andora Company şirketi bünyesinde emlak departmanının da bulunduğunu belirten Baktaş, iş kadını […]
VEYSİ POLAT
Merkezi Ankara’da bulunan Angora Company şirketinin sahibi olan Kürt iş kadını Muazzez Baktaş, baba mesleği olan inşaat sektöründe başarıdan başarıya imza atıyor. Uzun süreden beri belediyelerin bakım onarım projelerini hayata geçirdiklerini anlatan Baktaş, şirketin uluslar arası alanda da faaliyet gösterdiğini söyledi. Andora Company şirketi bünyesinde emlak departmanının da bulunduğunu belirten Baktaş, iş kadını olmanın zorluklarını/kolaylıklarını, şirketin faaliyetlerini ve 2022 projelerini Abori’ye anlattı.
*Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Muazzez Bektaş kimdir?
Batman’da doğdum. İlkokulu, Batman’da tamamladıktan sonra ailece Ankara’ya taşındık. Ankara’da diğer öğrenimimi tamamladım. Şu an kendi şirketimle, Angora Company inşaat sektöründe çalışan bir iş kadınıyım.
“BAŞARIMDA RAHMETLİ BABAMIN BÜYÜK EMEĞİ VAR”
*İş hayatına ne zaman ve nasıl atıldınız, neler yaptınız?
Aslında çocukluğumdan itibaren bilmeden kendimi iş dünyasında var olmak için yetiştirdim. Bunda babamın yadsınamaz emeği vardır. Rahmetli babam zamanına göre çok ilerici bir insandı, bizleri okumaya teşvik etmesinin yanında, iş hayatına girmeyi ve ticaret yapmayı öğretmeye çalışırdı. Yukarıda bahsettiğim gibi küçüklükten itibaren babamın işlerine aşınalığım vardı zaten. Okuldan fırsat bulduğum zamanlarda babamın ofisine giderdim. İnşaat sektörü o zamanlar daha fazla bir sektördü, yani kadın inşaat mühendislerinin bile çok az olduğu bir dönemden bahsediyorum. Bu nedenle babamın ofisindeki iş görüşmelerinde erkek domine bir ortamı nasıl yönetebileceğimi, avantajlarımı ve dezavantajlarımı öğrenebilme fırsatım vardı. Ancak yine de en başlarda babamın iş yeri sadece arkadaşlarımı ağırlayabileceğim bir yerdi.
Babamın vefatıyla birlikte çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra ilk inşaat işimizi Diyarbakır merkezli bir gruptan aldık. Şirketin bir inşaat projesi işi vardı ve bu işi ben almak istedim. O zamanı çok iyi hatırlıyorum. Projeyi alıp eve götürdüm, üzerinde bir hafta çalıştım ve bütün hesaplamaları yaptım. Şirketin yöneticisiyle görüştüm ve “Bu işi yapmak istiyorum, bu işe adayım” dedim.
Şu an nasıl oldu inanın bilmiyorum ama işi bana verdiler. Şaşkınım, çünkü bahsettiğim dönem dediğim gibi inşaat sektöründe kadın etkisinin neredeyse olmadığı bir donem. Teklif kabul edildikten sonra Ankara’da durmadım ve sabah ilk uçakla Diyarbakır’a gittim.
Ben Batmanlıyım, evet, ama Ankara’da büyümüş bir insandım. Ankara’da büyüyenler bilirler ki, bürokrasi şehri olduğundan Ankara’nın ayrı bir disiplini ve hayat tarzı vardır. Diyarbakır’da bir yabancıydım. Bunun üstüne pek çok eksi ile başladık: deneyim yok, kadınım ve yaş yok ki bu çok önemli bir etken. Yaşlı kurtların gözünde bir hiçsiniz. Ancak azmettim ve geceleri bile işi inceliyordum. 2 yıl Diyarbakır’da kaldım ve projeyi başarıyla teslim ettik. Ve ben Back to Ankara.
“BELEDİYELERİN BAKIM ONARIM PROJELERİNİ YAPIYORUZ”
*Halihazırda ne işle meşgulsünüz? İşletmenizi, yaptığınız işi anlatır mısınız?
Angora Company Türkiye merkezli bir şirket. Türkiye’de İç Anadolu belediyelerinin bakım onarım projelerini gerçekleştiriyoruz. Şirketimiz uluslar arası anlamda da faaliyet gösteriyor. Ankara’da şirketi belli bir seviyeye getirdikten sonra, Kürdistan’da faaliyet göstermeye başladık.
Kürdistan’da inşaat yapmanın dışında daha çok inşaat malzemesi ithalatı işine yoğunlaştık. Aslında bu iş, şirket olarak level atlamamız demekti. Çünkü ithalat-ihracat işi daha zorlu bir iştir, güçlü bir networke sahip olmanız ve en önemlisi güçlü bir sermayenizin olması gerekir. Kürdistan’da bankacılık sektörünün henüz tam anlamıyla olgunlaşmamış olması karşılaştığımız çok önemli bir sorundu mesela.
Halen Anadolu belediyelerinin bakım onarım çalışmalarını sürdürüyoruz ama bu işlerimizin çok küçük bir kısmını kapsıyor. Ayrıca şirketimiz bünyesinde bir emlak departmanımız var, ağırlıklı olarak uluslararası yatırımcılarla çalışıyoruz. Türkiye’deki kriz nedeniyle emlak piyasasına daha fazla enerji harcıyoruz; çünkü yatırımcılarımıza tavsiye vermemiz ve onların yatırımlarının karlı olmasını sağlamamız gerekiyor.
“KADIN KİMLİĞİMİN YANINDA MİLLİ KİMLİĞİM VAR”
*İş kadınlarının yaşadıkları zorluklar ve kolaylıklar nelerdir?
Bir kadın olarak iş dünyasında var olmanın ve erkek egemen bir dünyaya kendini dayatmanın elbette pek çok sorunu var. İnsanlar kadın olarak işyeri sahibine değil, memur veya memur olarak çalışanlara alışmıştır. Öncelikle bunu kabul ettirmeye çalışıyoruz. En başlarda bunu kırmak çok kolay olmadı ama günümüzde kadın yöneticilerin artmasıyla biraz daha kanıksandı tabi. Ama halen bazen seni patronun mu gönderdi diye soruyorlar:)
Aslında doğrusunu söylemek gerekirse kadın olmamın getirdiği avantajları var, tabi bu başarılı bir kadın olursam gün yüzüne çıkıyor. Sektörde çok az sayıda olduğumuz için, eğer başarılıysam bunun diğer insanlar tarafından görülebildiğini fark ediyorum. Ama eğer bir erkek olsaydım, “zengin bir müteahhit” yaftası yer, yerime otururdum herhalde. Burada kadın olmam, başarımın arkasındaki hikayeyi öğrenme arzusu yaratıyor insanlarda. Ego diyebilirsiniz belki buna ama ben başarılarımın konuşulmasından rahatsız olmuyorum, haz alıyorum. Çünkü bunun diğer kadınları da etkileyip, kendi içlerindeki cevheri aramaya iteceğine inanıyorum.
Kadın kimliğimin yanında ve üstünde olarak, milli kimliğim var elbette. Bu yadsınamaz bir gerçeğimdir. Avrupa’da iş kimliğimizle toplantılara gittiğimizde Kürt kimliğimize çok değer veriyorlar. “Unrepresented Nation” olmanın getirdiği zorlukların; eğitime ulaşamama, ekonomik olarak zorluklarla karşılaşma gibi farkındalar Avruplalılar. Bu nedenle Kürt iş insanları olarak hoş karşılandığımızı belirtmek isterim. Örneğin Hollanda’da arzu ettiğimiz bir proje vardı ve yetkilendirme koşulları bizim şirketimiz için ağırdı. Şirket, yönetimde bu şartları zorlayalım, altyapıyı hazırlayalım, gidelim ve projeye talip olalım diye karar aldı. Şirketten bir heyet olarak Amsterdam’a gittik. Ben çok sert bir görüşme bekliyorum, pazarlık yapacağız sonuçta:)
Firma sahibi lafı fazla uzatmadan, Kürdistan’dan geldiniz, Kürt kadınısınız, Ortadoğu gibi bir yerde uluslararası ticaret yapma cesaretini göstermişsiniz. Buna şapka çıkarıyorum ve projeyi koşulsuz olarak vereceğim, iyi şanslar dedi. Ben daha teşekkürler faslına geçmeden, daha önce hazırladığı sözleşmeyi imzalayıp önüme bıraktı. Galiba işi almaktan daha çok bana ve milletime verilen değer beni mutlu etmişti.
Türkiye’de iş yapıyorsanız, ileriyi görmeniz zordur. Uluslararası ticaret için ise öngörülebilirlik vazgeçilmezdir. Evet, yurtdışı yasağı kararı gelince, şirketimde küçülmeye gittim ve iş alanına hakim olduğum Ankara’yla sınırladım kendimi. Ancak tam anlamıyla uluslararası işlere kapı kapatmış değilim. Zaten eğer bir defa girdiyseniz ve yaptığınız işlerle iz bıraktıysanız, işler size geliyor. Şu an Lübnan ile ilişkilerimiz var. Bu ilişkileri daha da geliştirmek her iki tarafında temennisi.
“ULUSLARARASI KURUMLARIN RAPORLARINI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”
*2022’den beklentiniz ve projeleriniz nelerdir?
Bildiğiniz gibi Türkiye’de ekonomide istikrarsızlık hüküm sürüyor, bu yüzden gelecekte neler yapabileceğimiz çok kestiremiyoruz. Ancak, tabi ki bunun yanında şirket olarak farklı alanlarda çalışmalar yapma planlarımız var ve ileriki dönemlerde konuşacağız bunları umarım.
Çok teknik konuşmak istemiyorum ama biraz daha açıklayıcı olması açısından söylemeliyim ki, uluslar arası kurumların raporlarını çok yakından takip ediyoruz. Washington merkezli bir Kürt danışmanlık şirketinden tavsiyeler alıyoruz ki bu Kürt iş dünyası içindeki networku sağlamlaştırıyor. Covid-19’un neden olduğu tedarik zincirindeki kırılmanın ne zaman tam anlamıyla eski haline döneceği ve 2022 için trendin ne göstereceği henüz tahmin edilebilir değil. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor, ona göre pozisyon alacağız. Overall, iyi dileklerle bitirmek isterim tabi ki. Umarım hepimiz için mutlu, huzurlu ve bol kazançlı bir yıl olur.
Zamlı emekli maaşları hesaplara yatmaya başladı17 Ocak 202510:52 Diyarbakır’da ağır tonajlı araçlara denetim16 Ocak 202517:37 Diyarbakır’da ücretsiz internet dönemi16 Ocak 202517:36 Diyarbakırlı sporculardan 3 branşta üst üste galibiyet16 Ocak 202517:34 Diyarbakır’da 3’üncü Halk Lokantası açıldı16 Ocak 202517:33