Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

ARAM EKİN DURAN YAZDI | EKONOMİ NEREYE GİDİYOR?

ARAM EKİN DURAN Türkiye ekonomisi Ağustos 2018’deki kur krizinden bu yana içine girdiği durgunluktan henüz tam anlamıyla çıkabilmiş değil. Büyüme konusunda dipten dönüş sinyalleri olsa da yüksek enflasyon ve işsizlik sarmalı nedeni ile, şirketler yatırım kararlarını ertelemeye devam ediyor. Ekonomide önümüzdeki birkaç yıla yayılacak düşük büyüme ve yapışkan enflasyon tehlikesi giderek daha da olası hale […]

ARAM EKİN DURAN YAZDI | EKONOMİ NEREYE GİDİYOR?
  • 5 Ocak 2020 23:49

ARAM EKİN DURAN

Türkiye ekonomisi Ağustos 2018’deki kur krizinden bu yana içine girdiği durgunluktan henüz tam anlamıyla çıkabilmiş değil. Büyüme konusunda dipten dönüş sinyalleri olsa da yüksek enflasyon ve işsizlik sarmalı nedeni ile, şirketler yatırım kararlarını ertelemeye devam ediyor. Ekonomide önümüzdeki birkaç yıla yayılacak düşük büyüme ve yapışkan enflasyon tehlikesi giderek daha da olası hale gelmiş durumda.

Öte yandan dünya ekonomisi de 2020 yılı için parlak bir tablo sunmuyor. Bir yandan –son dönemde şiddeti düşmüş gözükse de- ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları ve Birleşik Krallık’ın iktidarını son seçimlerde perçinleyen Boris Johnson liderliğinde hızlandıracağı Brexit süreci, küresel ticarette pek çok taşı yerinden oynatıyor, oynatmaya da devam edecek.

Türkiye açısından her iki gelişmenin de hem artıları hem de eksileri var. Bu iki önemli kırılma noktasından avantajlı çıkmak da, bu süreçlerin mağlubu olan ülkelerden biri olmak da hem ekonomi yönetimi hem de özel sektörün konjonktürü iyi okumasına bağlı.

Önce Çin’i ele alalım…

ABD Başkanı Trump’ın Çin’e karşı yeni gümrük tarifelerini hayata geçirip geçirmeyeceği henüz netleşmiş değil. Müzakereler sürüyor ve şimdilik taraflar sert mesajlar vermekten çekiniyor. Çin’in yeni dönemde dünya ekonomisine ağırlığını iyice koyması ise, özellikle Türkiyeli şirketler tarafından yakından takip ediliyor.

1,4 milyarlık nüfusu ve 10,5 trilyon dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) ile Çin, son 20 yılda dünya ekonomisinde giderek yükseldi ve ABD’den sonra en büyük güç haline geldi. Çin, ekonomide küresel liderlik için hayati bir adım atmaya hazırlanıyor. Çin, Kuşak-Yol Girişimi (KYG) ile 1 trilyon dolarlık ekonomik büyüklük yaratacak ve 3 milyar insanı etkileyecek. Bu girişimi finanse etmek için 2015 yılında Asya Altyapı Yatırım Bankası’nı kuran Çin, projenin gerçekleşmesi için yaklaşık 40 kadar ülke ve uluslararası örgüt ile işbirliği anlaşmaları imzaladı.

Türkiye’nin de stratejik ortaklarından biri olduğu proje, Türk şirketlerinin Çin pazarına bakışını da değiştiriyor. Büyük holdinglerden küçük girişimlere kadar her boyutta şirket, Çin’e giriş yolları arıyor.

Çin’de ilk Yabancı Yatırım Yasası, 1 Ocak 2020’de yürürlüğe girecek. Yabancı Yatırım Yasası ile yabancı yatırımcılara yerli yatırımcılarla eşit muamele ilkesi getiriliyor. Ayrıca, yabancı işletmelerin varlıkları ve fikri mülkiyet hakları ile ticari sırların korunması konularına odaklanıyor. Söz konusu önlemler, serbest ticaret pilot bölgelerinde gerçek anlamda uygulanacak. Yeni dönemde Türk şirketler gıdadan elektroniğe, tekstilden beyaz eşyaya kadar pek çok alanda Çin’de yatırım fırsatlarını değerlendirmeye başlayacak.

2020’de özel sektörün gözünü diktiği bir diğer konu da Brexit…

İngiltere’de sandıktan mutlak bir zaferle çıkan Muhafazakar Parti’nin lideri Boris Johnson, Brexit sürecini hızlandırma sözü verdi. Türkiye’nin AB’deki 2. büyük ihracat pazarı olan İngiltere ile ticaretin Brexit sonrasında nasıl şekilleneceği merak konusu.  Türk şirketlerin beklentisi İngiltere ile en kısa zamanda Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapılması yönüne. Ancak karşılıklı görüşmelere karşın, henüz STA konusunda bir gelişme yok.

Dünyanın en büyük 5. ekonomisi olan İngiltere, dünya ihracatının yüzde 2,5’ini, dünya ithalatının ise yüzde 3,4’ünü gerçekleştiriyor. İngiltere’nin Gümrük Birliği’nden çıkması, yeni gümrük tarifelerinin yürürlüğe girmesi nedeni ile Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecek. Bu nedenle Türkiye, en kısa sürede İngiltere ile STA imzalamaya çalışıyor. İngiltere, şimdiden 55 ülkeyi kapsayan 18 ayrı STA yaptı ve 21 ülke ile de görüşmelere devam ediyor. Şimdilik bu ülkeler içerisinde Türkiye yer almıyor.

Son dönemde başta otomotiv olmak üzere Brexit’in olumsuz etkileri ihracatta görülmeye başladı bile. 2020’de İngiltere ile iş yapan tüm şirketlerin gözü kulağı STA müzakerelerinde olacak.