Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

VOSİAD Başkanı: Fırsat eşitsizliği var, makas açılıyor

Şerife Deniz Bulut – Özel Haber Van Organize Sanayicileri İş İnsanları Derneği (VOSİAD) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, 2024’ün iş insanları açısından “zorlu bir yıl” olarak kayda geçtiğini söyledi. Yüksek enflasyon ve yüksek faizler nedeniyle finansa ulaşmada büyük sıkıntılar yaşandığını belirten Bozkurt, Batı-İç Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu arasında fırsat eşitsizliğinin gittikçe derinleştiğini […]

VOSİAD Başkanı: Fırsat eşitsizliği var, makas açılıyor
  • 16 Aralık 2024 11:36

Şerife Deniz Bulut – Özel Haber

Van Organize Sanayicileri İş İnsanları Derneği (VOSİAD) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, 2024’ün iş insanları açısından “zorlu bir yıl” olarak kayda geçtiğini söyledi. Yüksek enflasyon ve yüksek faizler nedeniyle finansa ulaşmada büyük sıkıntılar yaşandığını belirten Bozkurt, Batı-İç Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu arasında fırsat eşitsizliğinin gittikçe derinleştiğini söyledi. Bozkurt, “Batı ve İç Anadolu iş dünyasına göre çok daha dezavantajlıyız. Ve maalesef neredeyse her manada devlet aynı teşvikleri uyguluyor. Bunun içinde aradaki gelişmişlik farkı istihdam ve üretim açısından makas bölge aleyhine gittikçe açılıyor” dedi. Kürt sorununa adil ve barışçıl bir çözüm vurgusu yapan Bozkurt, Van’ın hak etmediği yerde olduğunu ifade ederek, kenti sosyal ve ekonomik olarak ayağa kaldıracak projelerin derhal hayata geçmesi çağrısı yaptı.

Van OSB eski Başkanı ve Van Organize Sanayicileri İş İnsanları Derneği (VOSİAD) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, 2024 yılını ekonomik olarak değerlendirdi, 2025 beklentilerini açıkladı. Abori olarak Sayın Şemsettin Bozkurt’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

“ZOR BİR YILI GERİDE BIRAKIYORUZ, 2025’TE KALICI ÇÖZÜM BEKLİYORUZ”

*2024 yılı iş dünyası açısından nasıl geçti, 2025’ten beklentileriniz neler?

2024 yılı doğrusu zor bir yıl oldu. Gerek yüksek enflasyon gerekse yüksek faizler ekonomi ve sosyal hayat anlamında toplumu çok zorladı diyebiliriz. Tabi bir sanayici ve üretici olarak bizleri de çok fazla zorladı. Yüksek enflasyon sürekli değişen hammadde ve tedarik zinciri anlamında bizleri fiyatlama ve maliyet hesapları üzerinden çok zorlar iken, yüksek faizlerde finansmana erişimi ve dolayısıyla kredilerle hareket alanı açmanın önündeki en büyük engel oldu. Bu süreçte kamu ve özel tüm bankalar çok ketum davrandı. Ya kredi vermemeye ya da çok yüksek faizlerle iş dünyasının asla altından kalkamayacağı yüksek faizlerle karşı karşıya bıraktı.

2025 yılından beklentimiz elbette pozitif yöndedir. Fakat beklentiler ayrı gerçekler ayrı şeylerdir. İş dünyası olarak 2025’ten beklentilerimiz şöyledir. Asıl kaynağı hukukun üstünlüğü, ileri demokrasi, şeffaflık, hesapverilebilirlik ve tüm bunlarla bağlantılı olarak Kürt sorununun çözümsüzlüğü olan sorunların çözümüyle birlikte yüksek enflasyonun ve yüksek faizlerin normale dönmesidir. Asıl mesele bu krize sebep olan yukarıda saydığım nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır.

“BÖLGEDE FIRSAT EŞİTLİĞİ YOK, DEZEVANTAJLIYIZ”

*Mevcut durumda iş camiasının yaşadığı sorunlar nelerdir?

Mevcut durumda iş dünyasının yaşadığı sorunlar, yukarıda da bahsettiğim gibi ana nedenlerden sonra daha teknik şeyler geliyor. Bu konulardaki en büyük sorun, fırsat eşitliğidir. Biz bölgede yaşayan ve yaşama tutunmaya çalışan iş insanları olarak batı ve iç anadolu iş dünyasına göre çok daha dezavantajlıyız. Ve maalesef neredeyse her manada devlet aynı teşvikleri uyguluyor. Bunun içinde aradaki gelişmişlik farkı istihdam ve üretim açısından makas bölge aleyhine gittikçe açılıyor. Hatta batı illerindeki bazı firmalara çok daha özel teşvikler uygulanıyor. Buda iş insanlarının bölgede yatırım yapmasını engelliyor. Dolayısıyla neredeyse doğru düzgün yatırımların tümü batı illerine ve İç Anadolu pazarına kaymaya başlıyor. Çünkü bizim bölgemiz hem yatırım alt yapısı açısından hem pazarlara erişim açısından hem de mevsim koşulları açısından handikaplara sahiptir. Enerji maliyetleri artıyor, lokomotif sektör inşaat sektörü olduğu için pazar daralıyor ve çok daha dezavantajlı duruma düşüyoruz.

Tüm bu sorunları üst üste koyduğumuzda bölgeye çok özel teşviklerden tutun, başta vergi, SGKve diğer harçlardan, yatırım şartıyla çok düşük faizlerle ya da faizsiz kredi destekleri ile bölgeler arası gelişmişlikleri 50 ya da 100 yıl sonra ancak ortadan kaldırabiliriz. Çünkü bu sorunlar bir günde ortaya çıkmadı. İhmal edilen süre kadar bir süre gerekiyor ki bu eşitsizlik ve bu adaletsizlik ortadan kaldırılabilsin.

“VAN’A DEMİR YOLU AĞI MUTLAKA ÖRÜLMELİ”

*Sorunların çözümüne dair önerileriniz neler?

Yıllardır yatırım altyapısı açısından ihmal edilmiş olan bölgemiz için daha majör projelerin hayata geçirilmesine ihtiyaç vardır. Yıllardır ihmal edilmiş olan bölgemizin, bölgelerarası gelişmişlik farklarını ortadan kaldırmak adına daha majör projelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Özellikle iç ve dış pazarlara erişim için Van-Diyarbakır ve bölge illeri arasında otoban ve hızlı tren projeleri gibi projelerin hayata geçirilmesi elzemdir. Sınırımızdaki ülkelere erişim adına gerekli kara, hava ve demiryolu projelerinin hayata geçirilmesi lazımdır.

Daha özele inersek, bu manada Van’ın yatırım alt yapısı çok zayıf. Van ile batı illeri arasında hala kesintisiz demiryolu yok. 100 yıllardır İran’a sınır komşusu olan Van’da İran konsolosluğu yok! Düşünebiliyor musunuz? Van İran’a sınır komşusu ama İran konsolosluğu Erzurum’da! İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan gibi 6 ülkeye ihracat potansiyeli olan Van’ın bu ülkelerle İran konsolosluğu örneğinde olduğu gibi hiçbir ciddi kara, hava ve demiryolu bağlantısı yoktur.

Van OSB demiryolu bağlantısı yoktur. Van lojistik merkezi yoktur. Van serbest ticaret bölgesi yoktur. Yıllardır başlanan Van çevre yolu ve Van Bitlis arası 2. Tüp Geçidi bitirilmemiştir. Van’ın şehir içi ulaşımı için bütüncül bir imar planı yoktur. Van için alternatif cadde ve bulvarlara ihtiyaç vardır. Van büyük bir köyü andıran bir büyükşehir görünümündedir. Büyükşehirlerin en büyük vizyonu sosyal donatılarıdır. Bunların başında da hafif raylı sistem gelir. Hafif raylı sistemin olmadığı bir yerde büyükşehirden söz etmek mümkün değildir. Her manada yol medeniyettir. Fakat en büyük medeniyette demiryoludur. Çünkü ucuz, hızlı, etkindir. Günümüzün en kıymetli varlığı zamandır. Çünkü, zaman sağlıktır, enerjidir, maliyettir, zaman nakittir ve zaman her şeydir. İnsanların zamanı çok kıymetlidir. Onu boşa harcatmak, çok büyük bir vebaldir. Kısaca böyle sıralayabiliriz.

 

“HAK ETTİĞİMİZ YERDE DEĞİL, YERİN DİBİNDEYİZ!”

*Kentiniz açısından ele alırsak, üretim, istihdam ve ihracat rakamları açısından hak ettiği yerde midir?

Kesinlikle Van olarak ihracatta hak ettiğimiz yerde değiliz. Bırakın hak ettiğimiz yeri, dibin dibindeyiz! İsterseniz daha rahat anlaşılsın diye bu konuyu sizlere rakamların dili ile ifade edeyim. Örneğin, Gaziantep’in 2023 yılı ihracat rakamı 10 milyar dolar. 1 milyon 200 bin nüfusu olan Van’ın 2023 yılı ihracatı rakamı 40 milyon dolar. Sanırım rakamlarla her şey daha rahat anlaşılıyor. 3. maddede ifade ettiğim her şeyin cevabıdır. Van potansiyel olarak elbette hak ettiği yerde değil ama pratikte hakkettiği budur ve karşılığını da alıyor. Van kent olarak karşı koyuşu ortaya koyamıyor kurumlar arası iletişim ya çok az ya da ahbap cavuş ilişkisi misali aman koltuğumuz bizde kalsın diye hiçbir şeye itiraz etmeyen hiç bir şey yapmayan sivil toplum kuruluşlarınız olursa pratik böyle olursa sonuçta böyle olur. Siyasetin bu kadar her yere nüfuz ettiği siyasetin her şeyin ama her şeyin önünde geldiği bir kentte sonuç böyle olur. Aşiretçiliğin grupçuluğun yüz yıl öncesinin tekrar hortlatılmaya çalışıldığı yerde sonuç böyle olur.

Kısacası potansiyelimiz çok yüksek potansiyelimiz göre kötü yerdeyiz ama bu kötü yerde de yanlış pratiklerimiz ve merkezi yanlış politikalar yüzünden buradayız.