Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

EN BÜYÜK TEHLİKE: YÜKSEK ENFLASYON!

ARAM EKİN DURAN Türkiye ekonomisi, 2022 yılına yüksek enflasyon ve kur krizi tehlikesi ile giriş yapıyor. Yılın son günlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “TL Özendirme Paketi” ile TL mevduatlarına kur garantisi verilmiş olsa da, 18 TL’den 10 TL’nin altına inen dolar kuru yeniden yükselişe geçmiş durumda. Şimdi gelin, temel ekonomik veriler ışığında, 2022’de […]

EN BÜYÜK TEHLİKE: YÜKSEK ENFLASYON!
  • 30 Aralık 2021 13:45

ARAM EKİN DURAN

Türkiye ekonomisi, 2022 yılına yüksek enflasyon ve kur krizi tehlikesi ile giriş yapıyor. Yılın son günlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “TL Özendirme Paketi” ile TL mevduatlarına kur garantisi verilmiş olsa da, 18 TL’den 10 TL’nin altına inen dolar kuru yeniden yükselişe geçmiş durumda. Şimdi gelin, temel ekonomik veriler ışığında, 2022’de Türkiye ekonomisini bekleyen risk ve fırsatlara göz atalım:

Enflasyonda yüzde 40’lar görülebilir

2021’in son aylarına damgasını vuran enflasyon, özellikle TÜFE ile ÜFE arasındaki farkın tarihi seviyelere ulaşmasıyla çokça tartışıldı. TÜİK tarafından son açıklanan Kasım 2021 enflasyon verilerine göre TÜFE yüzde 21,3’e, ÜFE ise yüzde 54,62’ye çıkmış durumda. 3 Ocak 2022’de açıklanacak Aralık ayındaki enflasyonunun Ekim ayından itibaren döviz kurlarında yaşanan ve yüzde 50’ye varan değer artışlarının da etkisiyle çift hane olarak gerçekleşmesi, dolayısıyla enflasyonun yılı yüzde 25’in üzerinde kapatması bekleniyor. 2022 yılının ilk çeyreğinde enflasyondaki artış eğilimi devam edecek. Pandemi sonrasında tüm dünyada yükselişe geçen enflasyon tehlikesine karşı, diğer ülkelerin aksine faiz indirimi sürecini işleten Türkiye’nin 2022’de enflasyonla mücadelede başarılı olup olmayacağı merak konusu. Orta Vadeli Program’da (OVP) 2022 enflasyon hedefi yüzde 9,8 olarak açıklanmış olsa da, TCMB Beklenti Anketi ve uluslararası kurumlara göre yüzde 20’nin üzerinde bir enflasyon daha gerçekçi bir varsayım olarak duruyor. Hatta kurda yukarı yönlü hareketlerin artmasıyla, yılın ilk yarısında enflasyonun yüzde 40’lara dayanması bile söz konusu olabilir.

Faiz indirimleri: Eller gider Mersin’e…

Pandeminin vurduğu 2020 yılında küresel çapta yükselişe geçen enflasyon, başta gelişmiş ve gelişmekte olan ülke Merkez Bankaları olmak üzere, dünyada faiz artırım süreçlerini başlattı. Özellikle Amerikan Merkez Bankası Fed’in 2022’de 3 adet faiz artırımı planladığını açıklaması, gelişmekte olan ülkeler üzerinde yeni bir stres yaratmış durumda. Türkiye ise küresel ölçekte yaşanan faiz artırımı sürecinin tam tersi bir politika izliyor. Mart sonunda Naci Ağbal’ın yerine atanan Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki TCMB, Eylül 2021’den bu yana politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdi. TCMB, böylelikle enflasyon ile faiz arasındaki makası da 7 puana çıkarmış oldu. Son 2 yılda 4 başkan gören TCMB’nin bağımsızlığı 2021’in en çok tartışılan konularından biri oldu. Aralık ayı PPK toplantısında, 2022’nin ilk çeyreğinde faizlerde bir değişiklik yapılmayacağı mesajını veren TCMB’nin yine de yeni bir sürpriz ile politika faizini ilk çeyrekte yüzde 12’ye çekebileceği tahminleri yapılıyor. TCMB Beklenti anketine göre de 2022’de politika faizinin yüzde 13 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor.

Döviz kurlarında belirsizlik sürecek

Gerek şirketlerin gerekse vatandaşların Türkiye ekonomisinin gidişatı konusunda temel aldıkları göstergelerden biri olan dolar kuru, 2021 yılına 7,4 TL seviyelerinden girmişti. Mart sonunda Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan ayrılması, Naci Ağbal’ın TCMB başkanlığından alınması gibi gelişmeler ile yönünü yukarıya çeviren Dolar/TL, eylül sonuna kadar 8-9 TL bandında seyretti. TCMB’nin 23 Eylül PPK toplantısında 100 baz puanlık indirimle start verdiği faiz indirimi süreci ile birlikte dolar kurundaki yükseliş hız kazandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “düşük faiz” üzerine ısrarlı açıklamaları ile birlikte 20 Aralık’ta 18,4 TL’yi görerek tarihi zirvesine çıkan kur, aynı günün akşamında açıklanan “TL’yi Özendirme Paketi” sonrasında hızla düşüşe geçti. Yılın son günlerinde 12 TL seviyesinin altına kadar çekilen dolar kurunun 2022’de nasıl bir seyir izleyeceğini şimdiden öngörmek mümkün değil. 2022’deki dolar kuru seviyesi, faiz politikasındaki gidişata ve enflasyon görünümüne bağlı olacak.

İhracat büyümenin itici gücü olacak

Pandemi yılı olan 2020’de aylık bazda yüzde 40’a varan düşüşler yaşayan ve küresel tedarik zincirindeki sorunlar, pandemi kısıtları gibi nedenlerle ciddi kan kaybeden Türkiye’nin ihracatı, 2021 yılında yaralarını sarmayı başardı. Öyle ki, Ocak-Kasım döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33’ü aşan bir artışla 203 milyar dolar seviyesine çıkan ihracat, böylelikle ilk kez 2021 yılı içerisinde 200 milyar dolar sınırını da aşmış oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı kasımda yüzde 80.1 olurken, 11 aylık dönemde yüzde 83.8 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşti. 2021’i 210 milyar doların üzerinde bir ihracatla kapatmaya hazırlanan Türkiye’nin 2022 ihracat hedefi ise 230 milyar dolar. Ancak ihracat ailesi, 2022’de 240 milyar doların aşılacağı iddiasında. Omicron varyantının Avrupa ülkelerinde yeni kapanmaları gündeme getirdiği bugünlerde 2022’de ihracatın görünümünü etkileyecek belli başlı gelişmeler küresel ticaretteki artış, pandemi kısıtlarının geri gelmesi ve döviz kurlarındaki dalgalanma olacak. Özellikle dolar ve Euro kurunda sert iniş çıkışlar, ihracatçıların uzun vadeli strateji oluşturmasını olumsuz etkilerken, maliyetlerde de ciddi oynama yaratıyor.

Büyüme hedefi: Evdeki hesap çarşıya uymayabilir

Pandemi yılı olarak tarihe geçen 2020 yılını her şeye rağmen yüzde 1,8’lik büyüme ile kapatan Türkiye ekonomisi, 2021 yılına hızlı bir giriş yapmıştı. İlk çeyrekte yüzde 7,2 büyüyen ekonomi, ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre oluşan baz etkisi ile yüzde 21,7 büyüyerek önemli bir başarıya imza attı. Üçüncü çeyrekte de yüzde 7,4 ile büyüme performansını devam ettiren Türkiye’nin 2021’in tamamını yüzde 10’a yakın bir büyüme ile kapatması bekleniyor. 2022 yılı içinse OVP’ye göre, hükümetin büyüme hedefi yüzde 5 olarak açıklandı. Ekonomi yönetimi bu yüzde 5’lik büyümeye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı “düşük faiz-yüksek ihracat” modeli ile hazırlanıyor. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Zira giderek yükselen enflasyonun iç piyasada talep daralması yaratması olasılığı bulunuyor. Öte yandan hammadde ve enerji maliyetlerindeki artış da büyümenin itici gücü olması beklenen ihracatı beklendiği ölçüde yukarıya taşımayabilir.

Geniş tanımlı işsizlik artıyor

Türkiye’nin kronik sorunlarından biri olan işsizlik de, 2021 yılında da ekonomi gündemin ilk sıralarında yer aldı. Pandemi döneminde kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasakları gibi önlemlerle kitlesel işten çıkarmaların önüne geçilmiş olsa da, genç işsizliği ve geniş tanımlı işsizlik oranlarında yükseliş sürdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ilk kez 2021 yılına açıklanmaya başlanan ve iş aramaktan umudunu kesmiş kişilerin de dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik, son açıklanan eylül ayı iş gücü istatistiklerine göre yüzde 21,9’a çıkmış durumda. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı da yüzde 21,5 seviyesinde bulunuyor. Temmuz ayı ile birlikte yükselişe geçen işsizliğin yılı yüzde 12 ile kapatması bekleniyor. 2022 yılında hükümetin hedefi işsizlikte bu seviyenin korunması ya da bir miktar aşağıya düşürülmesi olacak. IMF, Türkiye’de 2022 işsizlik tahminini yüzde 11 olarak duyururken, OECD ve Avrupa Komisyonu işse 2022’de işsizliğin yüzde 13’ü zorlayacağı görüşünde.