VEYSİ POLAT/ABORİ Bazıları “Yazsam roman olur, neler çektim bu hayatta” diyerek, kendi hikâyelerinin üstüne hikâye olmadığını düşünürler. Sadece çile çeken dert çeken kendisiymiş gibi. Aslında herkesin bir hayat hikâyesi vardır. Ve bu hikayeler herkesçe kıymetlidir. Çünkü bu hikayelerin başrolünde kendisi vardır. Hayat hikâyelerinin anlatılabilen kesitleri olduğu gibi, kimseyle paylaşamadığımız bölümler de vardır. Anlatılabilen hikâyeler kolaydır… […]
VEYSİ POLAT/ABORİ
Bazıları “Yazsam roman olur, neler çektim bu hayatta” diyerek, kendi hikâyelerinin üstüne hikâye olmadığını düşünürler. Sadece çile çeken dert çeken kendisiymiş gibi. Aslında herkesin bir hayat hikâyesi vardır. Ve bu hikayeler herkesçe kıymetlidir. Çünkü bu hikayelerin başrolünde kendisi vardır. Hayat hikâyelerinin anlatılabilen kesitleri olduğu gibi, kimseyle paylaşamadığımız bölümler de vardır. Anlatılabilen hikâyeler kolaydır… Zor olan paylaşılmayan hikâyelerdir… İşte işadamı Sezai Ayas’ın hikayesi de bu türden. Tekstilci olarak bildiğimiz Sezai Ayas, hayat hikayesinin bilinmeyenlerini ve başarısının sırrını Abori’ye anlattı.
Sezai Ayas, Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi’ne bağlı Kumluçat (Êrdali) köyünde, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1981’de dünyaya geldi. Yokluklar içinde büyüdü. Diğer akranları gibi oyun parklarından yoksun, çocukluğunu çalışarak, bazen çobanlık yaparak küçük yaşta baba yüküne omuz atarak geçirdi. 12 kardeşin 10’ncu numaradaki kişisi olarak fakirlik onu henüz 14 yaşında İstanbul’a sürükledi.
FUTBOLCU OLMAK İSTİYORDU
Futbolcu olma hayali vardı hep. Ama o, Küçükçekmece İlçesi’nin İkitelli ve Halkalı semtlerinde merdiven altı diye tabir edilen tekstil atölyelerinde çalıştı. Ortacılık, makinecilik ve en son bant şefliğine kadar yükseldi meslekte.
“GURBETTE OLMAK ZOR VE ZAHMETLİYDİ…”
Hikayenin geri kalanını, sıfır sermaye ile başladığı iş yaşamına azim ederek bugün 390 kişiyi yanında istihdam eden Sezai Aras’tan dinleyelim:
“Her Kürt gencinin kaderi olduğu gibi geçim derdi nedeniyle henüz 14 yaşındayken İstanbul’a gittim. İlk olarak mobilyacıda çıraklık yaptım. Sonra normal bir tekstil atölyesinde işe başladım. Makineci olarak başka bir atölyeye geçtim. Ailem yanımda değildi, zahmetli bir süreçti. Bazen bir bekar evinde, bazen de bir oto yıkamacıda geceleri kalıyordum. Tekstilde bir hedef koydum. Makineci olduktan sonra bant şefi olmak istiyordum. Askerliği yaptıktan sonra mesleğe devam ettim. Sonrasında yine tekstil atölyesinde bant şefi olarak çalıştım.
“ORTAKLI AÇTIĞI ATÖLYELER ONA YARAMADI”
2004 yılı sonunda evlendikten sonra ilk olarak dayımla 10 makine ile Halkalı’da ortaklı bir atölye açtık. Örme penye işi yaptık hep. Güçsüzdük, çevremiz de yoktu. Borçla, senetle iş yapınca en küçük bir sarsıntıda kapatmak durumunda kaldık.
2008’de bir işyeri daha açtım. O dönem ekonomik bir kriz yaşandı, yürütemedik, kapatmak zorunda kaldık işyerini. 5 kez işyeri açtım ama yürütemedim. Ortaklıklar bana yaramadı.
“MEMLEKETİME DÖNME KARARI ALDIM”
2013’te ortaklık yapmadan atölye tarzı bir yer açtım. Fason dikiyordum hep örme penye üzeri. Bir yıl önce de Diyarbakır’a geldim. Memleketime yatırım yapmak istedim. Bir faydam olması için. Genç nüfusun fazla olması, teşviklerin sağladığı avantaj buraya gelmeme vesile oldu. Çünkü artık İstanbul’da personel bulamıyorduk.
ÜNLÜ MARKALARIN ÜRÜNLERİN DİKİYOR
SeTekstil firması adıyla burada da fason devam ediyorum. Yaptığımız tüm ürünler ihracat ağırlıklı. İngiltere’ye genellikle. İngiltere’nin Primark, İspanya’nın Zara, ABD’nin Calvin Klein markalarını dikiyoruz. Kumaşlarımız geri dönüşümlü, organik ürünler yapıyoruz.
“KENDİ MARKAMLA, MEMLEKETİME VEFA BORCUMU ÖDEMEK İSTİYORUM”
Artık kendi ürünlerimizi yapmanın ve markalaşma zamanının geldiğine inanıyoruz. Çünkü öz evlat gibidir markalaşmak, fason ise üvey bir evlat gibidir. Ürünlerimizi iç piyasaya sunmayı hedefliyoruz. Diyarbakır’a, memleketime vefa borcumu ödemek istiyorum. Diyarbakır’da günlük 30 bin, İstanbul’daki atölyemizde ise 12 bin üretimimiz var. 230 kişi Diyarbakır’da, 160 kişi de İstanbul’da istihdam ediyoruz. Diyarbakır’da istihdam hedefimiz 400 kişidir. 3. OSB’de 5 bini kapalı alan, toplamda 10 bin metrekarelik alanda üretim yapıyoruz. İhtisas Tekstil OSB’de 15 bin metrekarelik alanda üretim yapmaya hazırlanıyoruz. Başa dönersek, geçmişteki acılar ve yokluk bizi daha azimli bir hale getirdi diyebilirim.”
Sezai Ayas’ın başında olduğu SeTekstil’in Diyarbakır’daki üretim tesisinde günde 30 bin parça ürün dikliyor;
Sezai Ayas, işyerinde zaman zaman makinenin başına da geçiyor;
Diyarbakır Valisi’nden Şimşek Alüminyum’a ziyaret4 Aralık 202418:35 Diyarbakır’da bakan ve sanayicileri buluşturan açılış23 Kasım 202420:38 Diyarbakır’da “Ekonomide Kadın Çalıştayı”23 Kasım 202420:32 Kayseri’nin Chocolabs’ı Diyarbakır’a lezzet kattı23 Kasım 202420:25 Amedspor’da Burç Baysal dönemi12 Kasım 202423:47